Noluyo Ya? kanalı sosyal sorumluluk konusunda hiç duyarlı değil, yolda otobanda araba yanlarından tırlar geçerken makara şamata yapmaktan tutun bir çok yanlışları var ve izlenme için her şeyi kullanıyorlar.
Bu video da bunlardan birisi.
Videoda yasaklı ırk olan köpekleri çok normalmiş gibi, yavru hallerinin şirinlikleri üzerinden kullanıyor bir anlamda tanıtıyorlar ve sonucunda izleyici kitlesi olan gençlerde bunlara özenerek yaskalı cins edinerek insanların hayatını tehlikeye atacaktır.
Bu sebeple bu sorumsuz kanalı izlememenizi ve bu konuda eleştirinizi yorumlara yazmanızı rica ediyoruz.
Son 1 yılda 40 a yakın insanımızın köpek kaynaklı ve saldırılı ölümünden bihaber gibi davranan kanalı #izlenmez olarak etiketliyoruz.
Noluyo Ya? kanalı sosyal sorumluluk konusunda hiç duyarlı değil, yolda otobanda araba yanlarından tırlar geçerken makara şamata yapmaktan tutun bir çok yanlışları var ve izlenme için her şeyi kullanıyorlar.
Bu video da bunlardan birisi.
Videoda yasaklı ırk olan köpekleri çok normalmiş gibi, yavru hallerinin şirinlikleri üzerinden kullanıyor bir anlamda tanıtıyorlar ve sonucunda izleyici kitlesi olan gençlerde bunlara özenerek yaskalı cins edinerek insanların hayatını tehlikeye atacaktır.
Bu sebeple bu sorumsuz kanalı izlememenizi ve bu konuda eleştirinizi yorumlara yazmanızı rica ediyoruz.
Son 1 yılda 40 a yakın insanımızın köpek kaynaklı ve saldırılı ölümünden bihaber gibi davranan kanalı #izlenmez olarak etiketliyoruz.
Bazıları "korkutmayın insanları" diyorlar bu kadar, Naci Görür ve Celal Şengör gibi insanlar ise, "gerçek bu, korkacaklarla korksunlar" diyorlar ve bu arada işi fırsata çevirip daha çok abone izlenme olarak istifade etmeye çalışan KAFA TV de habire deprem konulu videolar yapıyor.
Şöyle düşünelim, hemen yapacak birşey olmadığı için insanları korkutup psikolojisini
bozmanın da anlamı yok...
Anksiyete alıp başını gidecek ve insanlar ilaç
bağımlısı olacka SGK dahada batacak ve iş gücü ve verimliliğimiz
çökecek...
O zaman Övgün Ahmet ERCAN hocanon dediği gibi daha fazla insanları korkutmanın alemi yok.
At yalanları sayın elitist militarist pisboğaz Celal ŞENGÖR.
Demek "yakışıklı bir deprem
olsun" istiyorsun istanbul'da haa...
65 yaşında 80 gösteriyorsun pisboğaz dede,
az ye biraz da kafan insanlar için belki iyi yönde çalışır.
Bazıları "korkutmayın insanları" diyorlar bu kadar, Naci Görür ve Celal Şengör gibi insanlar ise, "gerçek bu, korkacaklarla korksunlar" diyorlar ve bu arada işi fırsata çevirip daha çok abone izlenme olarak istifade etmeye çalışan KAFA TV de habire deprem konulu videolar yapıyor.
Şöyle düşünelim, hemen yapacak birşey olmadığı için insanları korkutup psikolojisini
bozmanın da anlamı yok...
Anksiyete alıp başını gidecek ve insanlar ilaç
bağımlısı olacka SGK dahada batacak ve iş gücü ve verimliliğimiz
çökecek...
O zaman Övgün Ahmet ERCAN hocanon dediği gibi daha fazla insanları korkutmanın alemi yok.
At yalanları sayın elitist militarist pisboğaz Celal ŞENGÖR.
Demek "yakışıklı bir deprem
olsun" istiyorsun istanbul'da haa...
65 yaşında 80 gösteriyorsun pisboğaz dede,
az ye biraz da kafan insanlar için belki iyi yönde çalışır.
#niyeya #izlenmez olarak etiketliyoruz.
KAFA TV'nin İlber Oltaylı üzerinden halkımıza yürümesi bitmedi sıra şimdide Celal Şengör'de
Henüz halkımızın yaraları bu kadar taze iken bu videonun ne acelesi vardı?
Acelesi var çünkü çok izlenir çok para ve abone getirir diye düşünmüş olmalılar.
Malum kendi dışkısının tadına da bakan ve paşa seviciliği daha doğrusu militarizm ve darbe hayranlığı ile bilinen Celal Şengör diye bir jeologumuz var..
Kendisinin dünyaca ünlü olduğundan dünya çapında ir bilim adamı olduğundan bahsediliyor..?
Bu adam da aynı İlber Oltaylı gibi çok konuşup ama bir şey anlatmayan daha çok pop kültür ikonu olmaya çalışan biri ve kendisi çok küstah biri.
Ki, Celal Şengör'ün ne mal olduğunu "o kim ya?" diye aşşağıladığı bir diğer yer bilimcilerimizden Prof. Ahmet Ercan açıkladı bugün
Prof. Ahmet Ercan: “Celal Şengör'le bir gün karşılaştık. ‘İstanbul’da şöyle yakışıklı bir deprem olsun her tarafı yıksın geçirsin bu şehri yeniden kuralım’ dedi.
Böyle şey olur mu bütün insanlar ölecek dedim. ‘Temizlensin ya’ dedi.”
KAFA TV'nin İlber Oltaylı üzerinden halkımıza yürümesi bitmedi sıra şimdide Celal Şengör'de
Henüz halkımızın yaraları bu kadar taze iken bu videonun ne acelesi vardı?
Acelesi var çünkü çok izlenir çok para ve abone getirir diye düşünmüş olmalılar.
Malum kendi dışkısının tadına da bakan ve paşa seviciliği daha doğrusu militarizm ve darbe hayranlığı ile bilinen Celal Şengör diye bir jeologumuz var..
Kendisinin dünyaca ünlü olduğundan dünya çapında ir bilim adamı olduğundan bahsediliyor..?
Bu adam da aynı İlber Oltaylı gibi çok konuşup ama bir şey anlatmayan daha çok pop kültür ikonu olmaya çalışan biri ve kendisi çok küstah biri.
Ki, Celal Şengör'ün ne mal olduğunu "o kim ya?" diye aşşağıladığı bir diğer yer bilimcilerimizden Prof. Ahmet Ercan açıkladı bugün
Prof. Ahmet Ercan: “Celal Şengör'le bir gün karşılaştık. ‘İstanbul’da şöyle yakışıklı bir deprem olsun her tarafı yıksın geçirsin bu şehri yeniden kuralım’ dedi.
Böyle şey olur mu bütün insanlar ölecek dedim. ‘Temizlensin ya’ dedi.”
Bu aralar, başta koca koca yüksek eğitimli insanlar basta olmak üzere, bir cok insan ağızlarına bir sakız almışlar ve salyalar akıtarak özel üniveristelerin çokluğundan bahsedip, çeşitli şekilde hakaretler ve alay ediyorlar bu üniversitelerdeki hocalar ve öğrencilere.
Neymiş efendim, çok fazla özel üniversite açılmış ve bunlarda hiç eğitim kalitesi yokmuş.
Bu öyle bir aptallık ki, bu yeni açılan üniveristelerle beraber mevcut eski üniversitelerin kendi aralarında kısa bir sürede, 5-10 yılda büyük bir rekabete girebileceğini ve böylece ülkemizde büyük bir eğitim kalitesinin olacağını sanıyorlar muhtemelen. Böyle bir aptallık olamaz. Bu kadar kısa süre de bu mümkün mü?
Bu kafayı böylece ayırt edip ayrı bir yere koymak gerek. Çünkü bu insanlar yeni dünyanın eski dinozorları...
Bu insanlar öncelikle serbestleşmeden yani öğrencilerin ve eğitim özgürleşmesinden rahatsızlar ve eski militarist devletçi katı ve zalim eğitim sistemi savunuyorlar bir anlamda. Çünkü kendileri bu zalim devletçi eğitimin cefasını çektiler ve herkes çeksin istiyorlar.
Bu büyük bir ahmaklık ve kıskançlık.
Öncelikle ilkesel yani demokrasi ve özgürlükler olarak bakmak gerekirse, bu insanların "eğitimin ticareti olmaz eğitim tek bir yere yani devlete bağlı olmalı ve özel üniversite olmamalı" şeklinde bakışları da son derece faşizan bir şey.
Ne yani birisinin Edebiyat, Tarih, Otelcilik ve Gastronomi veya fen bilimlerini Fizik ve Kimyayı yüksekokul seviyesinde öğrenmek için, akıl ve bilimle daha önemlisi özgürlük ve demokrasi ile yönetilmeyen, tamamen veya kısmen mevcut iktidarın siyasi ideolojileriyle yönetilen devlet üniversitelerine mecbur olması ve devletin kurumları olan YÖK veye Milli Eğitim Bakanlığı'nda izin mi alması veya devletin üniversite sınavına tabi olması mı gerekiyor?
Böyle eski dar kafalı faşist bir bakış açısı olabilir mi şu çağda?
Size ne bundan hem, birileri devletin koyduğu sınavda ilk 100 -200 bin artık devlet üniveritesi kontenjanına giremiyor diye parasını vererek istediği eğitimi özel üniversitelerden alamaz mı?
Neymiş efendim, dünyada en gelişmiş ülkelerde yeni ve özel üniversite açılmazmış.
Hani Covid başladığında kapanmaya gerek yok, "sürü bağışıklığı" diyen İngiltere eğitimi mi çok ileri. Eğer ileri ise neden bir pandemide bir aşı konusunda zortladılar tüm batı olarak.
Demek ki, mevcut eğitim düzeni de gelişmiş değil tüm dünyada.
Bu kafa işte maalesef dünyayı ve hayatı anlamıyor mahvediyor. Çünkü istiyorlarki biz akademisyenler azınlık elit toplum üstü bir sınıf olalım ve herkes bizim ağzımıza baksın.
Zamanı geri sarsak ve 100 yıl geri gidip tüm batı ve tüm dünyada eğitimi ideolojilerle yönetilen faşist devlet kafalarından kurtarıp serbestleştirseydik bugün dünya muhtemelen çok daha farklı ve gelişmiş adil bir yerde olurdu.
Çünkü üniversiteler devlet veya özel olsun, hiçbirisi sadece eğitim yeri değildir; aynı zamanda oinsanların sosyal ve bilişsel gelişim ve hayat tarzını ifade etme ve demokrasi ve medeni bir yaşam için birer referans ve gelişim noktasıdır.
Neymiş efendim, bu özel üniversiteler belli cemaatlar ve tarikatlara yakın olan sermayeler ve ideolojilerde olan insanlarınmış ve tehlikeliymiş.
Olsun arkadaş o da olsun. Her telden ideolojiden üniveristeler olsun ki insanlar seçsin ve bunlar aralarında bir rekabet etsin ve eğitim kadar başka konularda fikirler üretilsin ve bir sinerji veya fikir çatışması yarışı olsun.
Bu aralar, başta koca koca yüksek eğitimli insanlar basta olmak üzere, bir cok insan ağızlarına bir sakız almışlar ve salyalar akıtarak özel üniveristelerin çokluğundan bahsedip, çeşitli şekilde hakaretler ve alay ediyorlar bu üniversitelerdeki hocalar ve öğrencilere.
Neymiş efendim, çok fazla özel üniversite açılmış ve bunlarda hiç eğitim kalitesi yokmuş.
Bu öyle bir aptallık ki, bu yeni açılan üniveristelerle beraber mevcut eski üniversitelerin kendi aralarında kısa bir sürede, 5-10 yılda büyük bir rekabete girebileceğini ve böylece ülkemizde büyük bir eğitim kalitesinin olacağını sanıyorlar muhtemelen. Böyle bir aptallık olamaz. Bu kadar kısa süre de bu mümkün mü?
Bu kafayı böylece ayırt edip ayrı bir yere koymak gerek. Çünkü bu insanlar yeni dünyanın eski dinozorları...
Bu insanlar öncelikle serbestleşmeden yani öğrencilerin ve eğitim özgürleşmesinden rahatsızlar ve eski militarist devletçi katı ve zalim eğitim sistemi savunuyorlar bir anlamda. Çünkü kendileri bu zalim devletçi eğitimin cefasını çektiler ve herkes çeksin istiyorlar.
Bu büyük bir ahmaklık ve kıskançlık.
Öncelikle ilkesel yani demokrasi ve özgürlükler olarak bakmak gerekirse, bu insanların "eğitimin ticareti olmaz eğitim tek bir yere yani devlete bağlı olmalı ve özel üniversite olmamalı" şeklinde bakışları da son derece faşizan bir şey.
Ne yani birisinin Edebiyat, Tarih, Otelcilik ve Gastronomi veya fen bilimlerini Fizik ve Kimyayı yüksekokul seviyesinde öğrenmek için, akıl ve bilimle daha önemlisi özgürlük ve demokrasi ile yönetilmeyen, tamamen veya kısmen mevcut iktidarın siyasi ideolojileriyle yönetilen devlet üniversitelerine mecbur olması ve devletin kurumları olan YÖK veye Milli Eğitim Bakanlığı'nda izin mi alması veya devletin üniversite sınavına tabi olması mı gerekiyor?
Böyle eski dar kafalı faşist bir bakış açısı olabilir mi şu çağda?
Size ne bundan hem, birileri devletin koyduğu sınavda ilk 100 -200 bin artık devlet üniveritesi kontenjanına giremiyor diye parasını vererek istediği eğitimi özel üniversitelerden alamaz mı?
Neymiş efendim, dünyada en gelişmiş ülkelerde yeni ve özel üniversite açılmazmış.
Hani Covid başladığında kapanmaya gerek yok, "sürü bağışıklığı" diyen İngiltere eğitimi mi çok ileri. Eğer ileri ise neden bir pandemide bir aşı konusunda zortladılar tüm batı olarak.
Demek ki, mevcut eğitim düzeni de gelişmiş değil tüm dünyada.
Bu kafa işte maalesef dünyayı ve hayatı anlamıyor mahvediyor. Çünkü istiyorlarki biz akademisyenler azınlık elit toplum üstü bir sınıf olalım ve herkes bizim ağzımıza baksın.
Zamanı geri sarsak ve 100 yıl geri gidip tüm batı ve tüm dünyada eğitimi ideolojilerle yönetilen faşist devlet kafalarından kurtarıp serbestleştirseydik bugün dünya muhtemelen çok daha farklı ve gelişmiş adil bir yerde olurdu.
Çünkü üniversiteler devlet veya özel olsun, hiçbirisi sadece eğitim yeri değildir; aynı zamanda oinsanların sosyal ve bilişsel gelişim ve hayat tarzını ifade etme ve demokrasi ve medeni bir yaşam için birer referans ve gelişim noktasıdır.
Neymiş efendim, bu özel üniversiteler belli cemaatlar ve tarikatlara yakın olan sermayeler ve ideolojilerde olan insanlarınmış ve tehlikeliymiş.
Olsun arkadaş o da olsun. Her telden ideolojiden üniveristeler olsun ki insanlar seçsin ve bunlar aralarında bir rekabet etsin ve eğitim kadar başka konularda fikirler üretilsin ve bir sinerji veya fikir çatışması yarışı olsun.
Küfür ve mizah elbette içiçedir ama dozu, yeri ve şekli önemli.
YouTube kanallarında şu aralar artan bir küfürlü diyaloglar söz konusu...
Ve konuşan herkes sanki en samimi ortamında evinde eşi veya arkadaşı ile veya sanki futbol tribünündeymiş gibi davranıyor ve işin kötüsü böyle konuşmazsa anlaşılmayacağını ve dikkat çekmeyeceğini düşünüyor gibiler..
Bu öncelikle sanıldığı gibi dikkat çeken, normal ve nitelikli veya çok izlenirliğe etki eden bir şey değil. Kısaltılmışını söyleyelim mesela amk. gerçi bunun sözlü olarak yaptıkları için kısa halini de kullanmıyorlar direk uzun uzun kullanıyorlar.
Netflix vb. online film kanallarının da etkisiyle artık böyle konuşmazsan, o zaman bu işi cesurca ve özgür yapamıyorsun boyutuna geldi.
İşin kötüsü buna alet olan kadınlarda oluyor. Evet bu küfürlerin çoğu ve hepsi eril küfürler... "Hay içine s..çayım" vesaire şeklinde çeşitlemelerde yok, cinsiyetsiz küfürlerde de değil, direk kadına yapılan cinsel küfürler üzerinden dönüyor her şey.
Bu kanalda da bu videoda göreceğiniz üzere artık bu sistemli bir hale getirilmiş ve bu eril küfürler yetmemiş gibi şaka ve soruya vesaire dönüşmüş durumda.
Yapmayın gençler hele he 20'yi 25-30 aşmış koca adamlar yapmayın.
Tamam, Cem Yılmaz buna otorite olarak fetva verdi diye sizler bunu sürekli yapmak zorunda değilsiniz! Kaldı ki, onun yaptığı bir film ve konseptinde o karakterler o küfürlü tarzı benimseyen tipler. Sizin süreki ehr youtube videosunda sosyal ve bireysel hayatta kabul görmeyen bu çirkin dili insanlara sürekli sunmanız gerekmiyor.
Bu sizi daha komik daha cesur veya ankaşılır yapmıyor. Eril küfürler sizi sadece barzo ve medeni olmayan insanlar yapıyor en basit tabiriyle... Dahası sizi eril bir faşist yapıyor. Eril faşist nedir mi ? Boşver... Boşver me.. Öğren.
Videoyu #izlenmez #kötüperformans #kötüstil ve #niyeyadedirtenler olarak etiketliyoruz.
Küfür ve mizah elbette içiçedir ama dozu, yeri ve şekli önemli.
YouTube kanallarında şu aralar artan bir küfürlü diyaloglar söz konusu...
Ve konuşan herkes sanki en samimi ortamında evinde eşi veya arkadaşı ile veya sanki futbol tribünündeymiş gibi davranıyor ve işin kötüsü böyle konuşmazsa anlaşılmayacağını ve dikkat çekmeyeceğini düşünüyor gibiler..
Bu öncelikle sanıldığı gibi dikkat çeken, normal ve nitelikli veya çok izlenirliğe etki eden bir şey değil. Kısaltılmışını söyleyelim mesela amk. gerçi bunun sözlü olarak yaptıkları için kısa halini de kullanmıyorlar direk uzun uzun kullanıyorlar.
Netflix vb. online film kanallarının da etkisiyle artık böyle konuşmazsan, o zaman bu işi cesurca ve özgür yapamıyorsun boyutuna geldi.
İşin kötüsü buna alet olan kadınlarda oluyor. Evet bu küfürlerin çoğu ve hepsi eril küfürler... "Hay içine s..çayım" vesaire şeklinde çeşitlemelerde yok, cinsiyetsiz küfürlerde de değil, direk kadına yapılan cinsel küfürler üzerinden dönüyor her şey.
Bu kanalda da bu videoda göreceğiniz üzere artık bu sistemli bir hale getirilmiş ve bu eril küfürler yetmemiş gibi şaka ve soruya vesaire dönüşmüş durumda.
Yapmayın gençler hele he 20'yi 25-30 aşmış koca adamlar yapmayın.
Tamam, Cem Yılmaz buna otorite olarak fetva verdi diye sizler bunu sürekli yapmak zorunda değilsiniz! Kaldı ki, onun yaptığı bir film ve konseptinde o karakterler o küfürlü tarzı benimseyen tipler. Sizin süreki ehr youtube videosunda sosyal ve bireysel hayatta kabul görmeyen bu çirkin dili insanlara sürekli sunmanız gerekmiyor.
Bu sizi daha komik daha cesur veya ankaşılır yapmıyor. Eril küfürler sizi sadece barzo ve medeni olmayan insanlar yapıyor en basit tabiriyle... Dahası sizi eril bir faşist yapıyor. Eril faşist nedir mi ? Boşver... Boşver me.. Öğren.
Videoyu #izlenmez #kötüperformans #kötüstil ve #niyeyadedirtenler olarak etiketliyoruz.
Gene aynı hata; fitnecileri ve hainleri toplumda marjinalleştirmek yerine öne çıkarıyoruz. Böyle böyle hainlik demokrasi adı altında giderek meşrulaştı ülkemizde.
Dünyanın neresinde olursa olsun, ülkelerde terörizmle mücadele de bir şey esastır, o da terörü terörizm yanlılarını yok sayarak öne çıkarmayarak marjinalleştirmek yani teröre hizmet edecek her şeyi öne çıkarmamaktır.
Türkiye de kendini akıllı sanan bazı zavallılar maalesef bunu yıllardır es geçiyorlar ve demokrasi diyerek tüm hain ve fitnecilere en geniş söz hakkını tanıyorlar.
Maalesef geldiğimizde noktada hala bunu yapanlar var.. Terörist başı Öcalan'ı ilk sorgulayan albayın oğlu Oğuzhan Uğur'da buna dahil. Bu tür tehlikeli konulara iyi niyeti ama tüm cehalet ile böyle dalıp demokrasi diyerek pkklı teröristleri savunanların reklamını yaptırabiliyor.
Amaç birazda belli milyonlarca kez izlenmek; şehidin/ailesinin onurunu korumak değil asla.
Bu cüretide muhtemelen babasının kariyerinden alıyor belki bilinmez ama kendini önemli sanıyor çok açık ve cesur ve demokrat olduğunu sanıyor. .
Bu Oğuzhan Uğur'un wikipedia profiline bir bakın lütfen. Ünlü olmak için yapmadığı şey kalmamış. Şarkı mı söylememiş filmi oyunculuğu mu yapmamış.. Bu adamda her numara var.
Aklınca şimdide kendine bir misyon edinmiş siyaset tartıştırıyor halka ve siyasetçilere ve aklınca diyalogla bir çözüm bulup bitirecek terörü.
Tüm şehitlerimizin aileleri ve kanları adına yazıklar olsun demekten başka bir şey demeye gerek yok aslında
Kendinize saygınız yok anladık, 19 yaşında hayatı yiten şehitlerimize saygınız olsun,
Gene aynı hata; fitnecileri ve hainleri toplumda marjinalleştirmek yerine öne çıkarıyoruz. Böyle böyle hainlik demokrasi adı altında giderek meşrulaştı ülkemizde.
Dünyanın neresinde olursa olsun, ülkelerde terörizmle mücadele de bir şey esastır, o da terörü terörizm yanlılarını yok sayarak öne çıkarmayarak marjinalleştirmek yani teröre hizmet edecek her şeyi öne çıkarmamaktır.
Türkiye de kendini akıllı sanan bazı zavallılar maalesef bunu yıllardır es geçiyorlar ve demokrasi diyerek tüm hain ve fitnecilere en geniş söz hakkını tanıyorlar.
Maalesef geldiğimizde noktada hala bunu yapanlar var.. Terörist başı Öcalan'ı ilk sorgulayan albayın oğlu Oğuzhan Uğur'da buna dahil. Bu tür tehlikeli konulara iyi niyeti ama tüm cehalet ile böyle dalıp demokrasi diyerek pkklı teröristleri savunanların reklamını yaptırabiliyor.
Amaç birazda belli milyonlarca kez izlenmek; şehidin/ailesinin onurunu korumak değil asla.
Bu cüretide muhtemelen babasının kariyerinden alıyor belki bilinmez ama kendini önemli sanıyor çok açık ve cesur ve demokrat olduğunu sanıyor. .
Bu Oğuzhan Uğur'un wikipedia profiline bir bakın lütfen. Ünlü olmak için yapmadığı şey kalmamış. Şarkı mı söylememiş filmi oyunculuğu mu yapmamış.. Bu adamda her numara var.
Aklınca şimdide kendine bir misyon edinmiş siyaset tartıştırıyor halka ve siyasetçilere ve aklınca diyalogla bir çözüm bulup bitirecek terörü.
Tüm şehitlerimizin aileleri ve kanları adına yazıklar olsun demekten başka bir şey demeye gerek yok aslında
Kendinize saygınız yok anladık, 19 yaşında hayatı yiten şehitlerimize saygınız olsun,
Ülkemiz çok acayip yer havasından mı suyundanmıdır bilinmez, ama en akıllı ve duyarlı sandığınız insanların bile çok geçmeden çok açık şekilde kendisine gösterilen ilgiyi istismar ettiğini, zırvaladığı veya sapıttığını görebiliyor ve şok oluyorsunuz....
Bunun en son örneği Özgür Demirtaş...
Daha düne politik apolitik bir çok insanın ilgisini çeken bir isim olarak ilgiyle izlediğimiz ve fikirlerine değer verdiğimiz bir isimdi. Çünkü yıllarca ülkemizde ekonomist denilince aynı bakan vekil gibi soğuk ve halka tepeden bakan küstah insanlar gördük.
Hatta bunun en son örnekleri NTV'de idi 2-3 tane yaşlı kravatlı papyonlu amcalar haftada bir kez bir araya gelir, üst perdeden halk sürünürken kahkaha atarak ekonomi konuşurlardı bizde izlerdik. Tabi böyle sosyal medyada halka içli dışlı olan olan sıkı muhalefet yapan bir ekonomist çıkınca ilgi çekti.
Ama ne olduysa kendisi de kaybetti ve birden ergen Youtuberlar gibi davranmaya başladı.
Meğer o da başka türlü ilgi manyağıymış...
Ukrayna Rusya savaşının daha 2-3. günü twitterdan duyur yaptı ve daha önce bilmeme 20000 kişi dinledi gelin bu sefer rekor kıralım dedi ve kırdı da ve sonra bunu pazarlamaya başladı dünya rekoru diye.
Bir ara "bende dinleyeyim acaba ne diyor" diye baktım, ilk izlenimim uzaktan derinden gelen korkmuş ve üzülmüş bir Adile Naşit sesi gibi ciyak ciyak bir tonla bir şekilde bir şeyler anlatıyordu...
İnsanın şunu diyesi geliyor : "Rekorun batsın arkadaş ya bi dur!"
3. dünya savaşının nükleer savaşın konuşulduğu şu dünyada ergen youtuber gibi kendine rekor ve etkileşim kasıyorsunuz ya, sanki ülkeye ve dünyaya bir katkınız olmuşcasına... Utanın ya koskoca profesor olmuşsunuz.
İşin kötü yanı, kimse de bunlar olurken Twitter'da "hoca dur ya kişisel prim kasma zamanı değil şimdi dünya yanıyor" da demiyor ve bu istismara yem oluyor.
Anlaşılan o ki, iktidar yanlısı troller kendisini çok kızdırmış. Ama onlara ergen Youtuber hareketleri ile rekor kırma denemeleri ile cevap vermek niye?
Videoyu ve kanal sahibini bu egosantrik hallerinden dolayı izlenmez olarak etiketliyoruz.
Ülkemiz çok acayip yer havasından mı suyundanmıdır bilinmez, ama en akıllı ve duyarlı sandığınız insanların bile çok geçmeden çok açık şekilde kendisine gösterilen ilgiyi istismar ettiğini, zırvaladığı veya sapıttığını görebiliyor ve şok oluyorsunuz....
Bunun en son örneği Özgür Demirtaş...
Daha düne politik apolitik bir çok insanın ilgisini çeken bir isim olarak ilgiyle izlediğimiz ve fikirlerine değer verdiğimiz bir isimdi. Çünkü yıllarca ülkemizde ekonomist denilince aynı bakan vekil gibi soğuk ve halka tepeden bakan küstah insanlar gördük.
Hatta bunun en son örnekleri NTV'de idi 2-3 tane yaşlı kravatlı papyonlu amcalar haftada bir kez bir araya gelir, üst perdeden halk sürünürken kahkaha atarak ekonomi konuşurlardı bizde izlerdik. Tabi böyle sosyal medyada halka içli dışlı olan olan sıkı muhalefet yapan bir ekonomist çıkınca ilgi çekti.
Ama ne olduysa kendisi de kaybetti ve birden ergen Youtuberlar gibi davranmaya başladı.
Meğer o da başka türlü ilgi manyağıymış...
Ukrayna Rusya savaşının daha 2-3. günü twitterdan duyur yaptı ve daha önce bilmeme 20000 kişi dinledi gelin bu sefer rekor kıralım dedi ve kırdı da ve sonra bunu pazarlamaya başladı dünya rekoru diye.
Bir ara "bende dinleyeyim acaba ne diyor" diye baktım, ilk izlenimim uzaktan derinden gelen korkmuş ve üzülmüş bir Adile Naşit sesi gibi ciyak ciyak bir tonla bir şekilde bir şeyler anlatıyordu...
İnsanın şunu diyesi geliyor : "Rekorun batsın arkadaş ya bi dur!"
3. dünya savaşının nükleer savaşın konuşulduğu şu dünyada ergen youtuber gibi kendine rekor ve etkileşim kasıyorsunuz ya, sanki ülkeye ve dünyaya bir katkınız olmuşcasına... Utanın ya koskoca profesor olmuşsunuz.
İşin kötü yanı, kimse de bunlar olurken Twitter'da "hoca dur ya kişisel prim kasma zamanı değil şimdi dünya yanıyor" da demiyor ve bu istismara yem oluyor.
Anlaşılan o ki, iktidar yanlısı troller kendisini çok kızdırmış. Ama onlara ergen Youtuber hareketleri ile rekor kırma denemeleri ile cevap vermek niye?
Videoyu ve kanal sahibini bu egosantrik hallerinden dolayı izlenmez olarak etiketliyoruz.
Yazık!
Daha önce bunda benzer bir video analiz etmiştik. O video da Tepkikolik kanal yapılacak bir şey kalmamış gibi "Seri Katillerin Son Yemeklerini Denedik" adlı zırva düzeyde ve duyarsız vicdansız bir video çekmişlerdi. Onu ayrıca burdan tıklayıp okursunuz.
Bu videonun da ondan eksik kalır yanı yok açıkcası
Şimdi diyeceksiniz "ne var abi bunda ya, sende mandıra filozof gibi her şeye karşısın ne güzel işte hapishane yemekleri deniyorlar yiyorlar işte!"
Empati duygusu olmayınca öyle düşünebiliyorsunuz işte.
Arkadaşım, güzel kardeşim iyi dinle bak, biraz belki o güzel eğlenceli beynine oksijen gitmesine vesile oluruz aydınlanırsın ve empati nedir öğrenirsin.
Öncelikle hapishane, seri katil, suçlu, suç vs. bunlar eğlencelik şeyler ve yerler değiller.
Bu tür şeyler bunların içinde olan insanlar için mağduriyet, dram, suç, pişmanlık, hayatın kararması gibi çok acı veya kötülük barındırır ve bunları kendine merak konusu yapıp süslenip püslenip şirinlikler yaparak "evet arkadaş bugünkü konumuzda hapisanelerdeki yemekleri deniyoruz" "hoyda haydi hadi bakalım ne çıktı ahahahhaha" diye kendi kanalınıza kendi eğlencenize alet edemezsiniz.
Ederseniz başkaları için dram veya mağduriyet içeren şeyler size eğlence olur.
Düşünün mesela annen, baban, kardeşin işkence yapılarak tecavüz edilerek öldürülmüş ve sen bu videoya denk geliyorsunuz.
Ne düşünürsün "zıkkım yesin orrospu çocuğu dersin değil mi o annenin babanın kardeşinin katiline"
Peki bunu neden ona dedirtiyorsunuz, neden insanların yarasını izlenme uğruna deşiyorsunuz?
Anladın mı şimdi?
Neymiş? Hapishane, hapise düşmek, suç ve suçlular eğlence konusu olamaz! İlke ve ahlak bunu söyler.
Çünkü bu tür şeyler, içinde acı ve dram barındır bazı insanlar için; hem suçu işleyenler hemde suça maruz kalanlar açısından.
Bu yüzden bu tür videolar zırvalıktır ve izlemeyin bu tür videoları yapacak gözünü izlenme ve para bürümüş düşüncesiz kanalların sahiplerini ve başka içeriklerini de izlemeyin ve abone olmayın.
Azıcık düşünceli ve duyarlı olun ölmezsiniz.
Video ve kanal #izlenmez ve #niyeyadedirtenler listemizi boyluyor.
Daha önce bunda benzer bir video analiz etmiştik. O video da Tepkikolik kanal yapılacak bir şey kalmamış gibi "Seri Katillerin Son Yemeklerini Denedik" adlı zırva düzeyde ve duyarsız vicdansız bir video çekmişlerdi. Onu ayrıca burdan tıklayıp okursunuz.
Bu videonun da ondan eksik kalır yanı yok açıkcası
Şimdi diyeceksiniz "ne var abi bunda ya, sende mandıra filozof gibi her şeye karşısın ne güzel işte hapishane yemekleri deniyorlar yiyorlar işte!"
Empati duygusu olmayınca öyle düşünebiliyorsunuz işte.
Arkadaşım, güzel kardeşim iyi dinle bak, biraz belki o güzel eğlenceli beynine oksijen gitmesine vesile oluruz aydınlanırsın ve empati nedir öğrenirsin.
Öncelikle hapishane, seri katil, suçlu, suç vs. bunlar eğlencelik şeyler ve yerler değiller.
Bu tür şeyler bunların içinde olan insanlar için mağduriyet, dram, suç, pişmanlık, hayatın kararması gibi çok acı veya kötülük barındırır ve bunları kendine merak konusu yapıp süslenip püslenip şirinlikler yaparak "evet arkadaş bugünkü konumuzda hapisanelerdeki yemekleri deniyoruz" "hoyda haydi hadi bakalım ne çıktı ahahahhaha" diye kendi kanalınıza kendi eğlencenize alet edemezsiniz.
Ederseniz başkaları için dram veya mağduriyet içeren şeyler size eğlence olur.
Düşünün mesela annen, baban, kardeşin işkence yapılarak tecavüz edilerek öldürülmüş ve sen bu videoya denk geliyorsunuz.
Ne düşünürsün "zıkkım yesin orrospu çocuğu dersin değil mi o annenin babanın kardeşinin katiline"
Peki bunu neden ona dedirtiyorsunuz, neden insanların yarasını izlenme uğruna deşiyorsunuz?
Anladın mı şimdi?
Neymiş? Hapishane, hapise düşmek, suç ve suçlular eğlence konusu olamaz! İlke ve ahlak bunu söyler.
Çünkü bu tür şeyler, içinde acı ve dram barındır bazı insanlar için; hem suçu işleyenler hemde suça maruz kalanlar açısından.
Bu yüzden bu tür videolar zırvalıktır ve izlemeyin bu tür videoları yapacak gözünü izlenme ve para bürümüş düşüncesiz kanalların sahiplerini ve başka içeriklerini de izlemeyin ve abone olmayın.
Azıcık düşünceli ve duyarlı olun ölmezsiniz.
Video ve kanal #izlenmez ve #niyeyadedirtenler listemizi boyluyor.
Yemezler!
İlker Canikli'yi geçtik patron o ama oradaki gençlerden en azından bir taneniz de çıkıp; "hep makro şeylerden bahsediyorsunuz mesela Türkiye'de de asgari ücret en azından komşu Yunanistan'daki gibi 800-1000 euro olamaz mı bunu neden vaad edemiyorsunuz? Öyle ya aldığımız çoğu şey dolar euroya bağlı." diyemiyor, yazık!
Bu bir yandaş analiz değildir, amaç bir başka partiyi veya iktidarı savunmak değil, sadece ülke ekonomisini 5-6 yıl yöneten birine dair bazı gerçekleri sizlere fark ettirmek
Malum Ali Babacan Ak Parti'den ayrıldıktan sonr abir süre hiç gözükmedi ortalıkta ve birden ekonomi batarken çıkıp "ben varken ekonomi çok eyiydi" minvalinde açıklamalar yaptı ve partisini kurdu.
Olabilir herkes parti kurabilir ama bir vizyon ve tatminkar bir vaadi olması lazım
Evet, malum gene Babacan video da gördüğünüz gibi 2002-2007 ve 2009 -2011 arası ekonomi bakanlığında ülkeyi nasıl uçurduğundan bahsediyor.
Hep aynı terane... Hep makro veriler yok ihracat arttı milli gelir uçtu bizim dönemimizde.
Oysa kendisinin bakanlık yaptığı 2008 global krize kadar dünyada ekonomisi kötü olan ülke yok çünkü o kadar büyük bir sıcak para ve küreselleşme var dünyada. Yani bir kerameti yok.
Ve çıkıpta şu nu diyemiyor hiç mesela "benim dönemimde 6 yılda asgari ücret 800-1000 dolar oldu."
Çünkü olmadı, yapamadı.
Niye çünkü; babası ailesi kendisi tekstilci ve para bok gibi afedersiniz ve bir Türk işçinin, memurun, esnafın global ölçütlerle asgari en az 800-1000 dolar maaş alması veya kazanmasını gerektiğini bilmiyor ve vaat de edemiyor bilmediğini.
O yüzden hayata hiç böyle asgari global ölçütlerden bakamamış.
Kendisinin ülkeyi uçurduğunu iddia ettiği döneminde de ülkemizde asgari ücret 300-400 dolar civarı idi ve bugün ekonominin en kötü battığı dönemde de aynı...
Eee farkın neydi sayın tekstilci aileden zengin Babacan bey?
Ha diyeceksiniz: "adamı bırakmadılar ki, dış işleri bakanı yaptılar, bıraksalar asgari ücreti 1000 dolarda yapardı"
Geçin onu kardeşim. Olsa böyle bir hedefi bugün çıkar der: "beni seçin ilk 5 yılda asgari ücreti 1000 dolar yapacağım"
Yok, diyemez vizyon ve kriter yok zihniyet ve hedef yok. Adam hayatını : "ailecek dünyayı gezmeyi seviyoruz" diye anlatmayı seven, malum Kadir TOPBAŞ gibi kendiside aileden zengin biri.
Kadir TOPBAŞ yaşarken hiç çıkıp dedimi toplu ulaşımı 1 lira yapacağım diye.. Yok!
Böyle bir profillerden halkını belli global yaşam refahı kriterlerinde düşünen bir siyasetçi çıkmaz.
Video güzel yapım ve bolca manipülasyon olmuş ama yemezler.
İlker Canikli'yi geçtik patron o ama oradaki gençlerden en azından bir taneniz de çıkıp; "hep makro şeylerden bahsediyorsunuz mesela Türkiye'de de asgari ücret en azından komşu Yunanistan'daki gibi 800-1000 euro olamaz mı bunu neden vaad edemiyorsunuz? Öyle ya aldığımız çoğu şey dolar euroya bağlı.
#izlenmez #kötüperformans etiketini hak ediyorFlu Tv maalesef gene olmamış.
İlker Canikli'yi geçtik patron o ama oradaki gençlerden en azından bir taneniz de çıkıp; "hep makro şeylerden bahsediyorsunuz mesela Türkiye'de de asgari ücret en azından komşu Yunanistan'daki gibi 800-1000 euro olamaz mı bunu neden vaad edemiyorsunuz? Öyle ya aldığımız çoğu şey dolar euroya bağlı." diyemiyor, yazık!
Bu bir yandaş analiz değildir, amaç bir başka partiyi veya iktidarı savunmak değil, sadece ülke ekonomisini 5-6 yıl yöneten birine dair bazı gerçekleri sizlere fark ettirmek
Malum Ali Babacan Ak Parti'den ayrıldıktan sonr abir süre hiç gözükmedi ortalıkta ve birden ekonomi batarken çıkıp "ben varken ekonomi çok eyiydi" minvalinde açıklamalar yaptı ve partisini kurdu.
Olabilir herkes parti kurabilir ama bir vizyon ve tatminkar bir vaadi olması lazım
Evet, malum gene Babacan video da gördüğünüz gibi 2002-2007 ve 2009 -2011 arası ekonomi bakanlığında ülkeyi nasıl uçurduğundan bahsediyor.
Hep aynı terane... Hep makro veriler yok ihracat arttı milli gelir uçtu bizim dönemimizde.
Oysa kendisinin bakanlık yaptığı 2008 global krize kadar dünyada ekonomisi kötü olan ülke yok çünkü o kadar büyük bir sıcak para ve küreselleşme var dünyada. Yani bir kerameti yok.
Ve çıkıpta şu nu diyemiyor hiç mesela "benim dönemimde 6 yılda asgari ücret 800-1000 dolar oldu."
Çünkü olmadı, yapamadı.
Niye çünkü; babası ailesi kendisi tekstilci ve para bok gibi afedersiniz ve bir Türk işçinin, memurun, esnafın global ölçütlerle asgari en az 800-1000 dolar maaş alması veya kazanmasını gerektiğini bilmiyor ve vaat de edemiyor bilmediğini.
O yüzden hayata hiç böyle asgari global ölçütlerden bakamamış.
Kendisinin ülkeyi uçurduğunu iddia ettiği döneminde de ülkemizde asgari ücret 300-400 dolar civarı idi ve bugün ekonominin en kötü battığı dönemde de aynı...
Eee farkın neydi sayın tekstilci aileden zengin Babacan bey?
Ha diyeceksiniz: "adamı bırakmadılar ki, dış işleri bakanı yaptılar, bıraksalar asgari ücreti 1000 dolarda yapardı"
Geçin onu kardeşim. Olsa böyle bir hedefi bugün çıkar der: "beni seçin ilk 5 yılda asgari ücreti 1000 dolar yapacağım"
Yok, diyemez vizyon ve kriter yok zihniyet ve hedef yok. Adam hayatını : "ailecek dünyayı gezmeyi seviyoruz" diye anlatmayı seven, malum Kadir TOPBAŞ gibi kendiside aileden zengin biri.
Kadir TOPBAŞ yaşarken hiç çıkıp dedimi toplu ulaşımı 1 lira yapacağım diye.. Yok!
Böyle bir profillerden halkını belli global yaşam refahı kriterlerinde düşünen bir siyasetçi çıkmaz.
Video güzel yapım ve bolca manipülasyon olmuş ama yemezler.
İlker Canikli'yi geçtik patron o ama oradaki gençlerden en azından bir taneniz de çıkıp; "hep makro şeylerden bahsediyorsunuz mesela Türkiye'de de asgari ücret en azından komşu Yunanistan'daki gibi 800-1000 euro olamaz mı bunu neden vaad edemiyorsunuz? Öyle ya aldığımız çoğu şey dolar euroya bağlı.
#izlenmez #kötüperformans etiketini hak ediyorFlu Tv maalesef gene olmamış.
Yeni neslin eğlence anlayışı 90'lar ve 2000'lerin başında tv programlarındaki uç şeylere bile rahmet okutuyor.
Şu videoyu, şu oyunu yapmak gerçekten akıl ve hatta kanun dışı sayılmalı.
Saçmalığı; bir oyunun içine adaletin simgelerinden olan yargıç kıyafetlerini bu şekilde karıştırması da değil sadece, asıl saçmalık yarışma için kurulan basit düzenekteki hayati riskler.
Alper Rende adlı Youtuber 3 tane Youtuber kadını almış dizmiş önüne "en büyük kanal benim oyunu da ben belirlerim işinize gelirse..." havasında saçma sapan bir yarışma yapıyor.
Allah muhafaza yanlış bir düşme sonucu omurlik, kafa ve boyun büyük zarar görebilir.
Kendi çapında küçük bir yapım olarak basit bir düzenek hazırlanmış, sandalyeye oturan yarışmacılardan yarışmayı kaybeden sırt üstü şişme havuza düşecek son ipi kesildiğinde.
Bunun kadınları para karşılığı falakaya yatıran o malum kişiden farkı nedir?
Harbiden yeni nesilin hayal dünyası da çok geniş. Nereden bulurlar böyle saçmalıkları anlamak zor.
Biyografisine bakıyoruz Alper Rende'nin; yazılım okuyormuş.
Böyle saçma ve anlamsız bir algoritma(düzenek) olamaz herhalde..
Şu zırvalıkları çocukların izlemesi zaten büyük bir yıkım onların zihinleri için.
Bir yargıç insanların hayatini riske atan bir oyun oynuyor. Nerden baksanız ucube.
Oyunda kullanılan kavramlara mı dersiniz ve oyun taşıdığı hayati risklere mi?
Hepsi tamamen zırvalamanın en üst seviyesi.
Öncelikle o yargıç hakim kıyafeti bu mesleklere hakaret sayılmalı ve dava açılmalı bu arkadaşa Adalet Bakanlığı tarafından.
Yargıçlar insanların hayatını riske atan böyle saçma sapan oyunlar oynamaz ve keyfi kararlar vermezler, kanunlara bağlıdırlar.
Ayrıca oyunda hayatları riske edilen tüm yarışmacıların hepsinin kadın olması ayrı bir eril faşizm konusu.
Cimer'e şikayet edilecekse böyle şeyleri edin.
Videonun kapağı başlı başına bir su.
Yargıç kıyafetli biri, bir insanın ipine keserek kayalıklardan aşağı atıyor.
Evet, Youtuber demek; sınırsız saçmalayan insan demektir çoğu zaman biliyoruz ama bu kadar değil.
Video ve kanalı bu sorumsuz ve saçma yapım anlayışı yüzünden #izlenmez #niyeyadedirten olarak etiketliyoruz.
Yeni neslin eğlence anlayışı 90'lar ve 2000'lerin başında tv programlarındaki uç şeylere bile rahmet okutuyor.
Şu videoyu, şu oyunu yapmak gerçekten akıl ve hatta kanun dışı sayılmalı.
Saçmalığı; bir oyunun içine adaletin simgelerinden olan yargıç kıyafetlerini bu şekilde karıştırması da değil sadece, asıl saçmalık yarışma için kurulan basit düzenekteki hayati riskler.
Alper Rende adlı Youtuber 3 tane Youtuber kadını almış dizmiş önüne "en büyük kanal benim oyunu da ben belirlerim işinize gelirse..." havasında saçma sapan bir yarışma yapıyor.
Allah muhafaza yanlış bir düşme sonucu omurlik, kafa ve boyun büyük zarar görebilir.
Kendi çapında küçük bir yapım olarak basit bir düzenek hazırlanmış, sandalyeye oturan yarışmacılardan yarışmayı kaybeden sırt üstü şişme havuza düşecek son ipi kesildiğinde.
Bunun kadınları para karşılığı falakaya yatıran o malum kişiden farkı nedir?
Harbiden yeni nesilin hayal dünyası da çok geniş. Nereden bulurlar böyle saçmalıkları anlamak zor.
Biyografisine bakıyoruz Alper Rende'nin; yazılım okuyormuş.
Böyle saçma ve anlamsız bir algoritma(düzenek) olamaz herhalde..
Şu zırvalıkları çocukların izlemesi zaten büyük bir yıkım onların zihinleri için.
Bir yargıç insanların hayatini riske atan bir oyun oynuyor. Nerden baksanız ucube.
Oyunda kullanılan kavramlara mı dersiniz ve oyun taşıdığı hayati risklere mi?
Hepsi tamamen zırvalamanın en üst seviyesi.
Öncelikle o yargıç hakim kıyafeti bu mesleklere hakaret sayılmalı ve dava açılmalı bu arkadaşa Adalet Bakanlığı tarafından.
Yargıçlar insanların hayatını riske atan böyle saçma sapan oyunlar oynamaz ve keyfi kararlar vermezler, kanunlara bağlıdırlar.
Ayrıca oyunda hayatları riske edilen tüm yarışmacıların hepsinin kadın olması ayrı bir eril faşizm konusu.
Cimer'e şikayet edilecekse böyle şeyleri edin.
Videonun kapağı başlı başına bir su.
Yargıç kıyafetli biri, bir insanın ipine keserek kayalıklardan aşağı atıyor.
Evet, Youtuber demek; sınırsız saçmalayan insan demektir çoğu zaman biliyoruz ama bu kadar değil.
Video ve kanalı bu sorumsuz ve saçma yapım anlayışı yüzünden #izlenmez #niyeyadedirten olarak etiketliyoruz.
Bir "İngilizce(dil) Küstahı"vakası daha...
Biliyorsunuz Türkiyemiz çok enterasan bir yer, bazı alanlarda uzman veya başarılı olanların işi elitizm boyutuna çıkarıp "ben süperim siz salak ve yeteneksizsiniz"e dönüştürüp bu halleriyle başkalarını aşağılaması ve hindi gibi şişinerek ortalıkta dolaşması çok normalleşti. Mütevızılık hak getire.
Bu kanal sahibi de bu kafada. Kendisi küstahlıkta hatta iğrençlikte boyut atlamış gözüküyor.
Aklınca Türkiye'de ki İngilizce eğitimine veya İngilizce konuşma tarzımıza gönderme yaptığını sanıyor
Küstahlığını o kadar ileri bir seviyeye getirmiş ki, işi tiyatrallaştırıp iki tane karakter yaratmış ve tüm videolarında neredeyse bunun üzerinden bazı şeyleri insanlara öğrettiğini veya gösterdiğini sanıyor.
O kadar iğrenç küstah bir dili var ki, bu iğrenç küçümseyici dilini alt yazı yaparak katmerlediriyor, güya aklınca videoyu izleyenlere de aptal muamelesi yapıp daha kendini daha da zeki göstermeye çalışıyor.
Oysa iğrenç video çekimine ve üstüne başına biraz dikkat etse daha iyi görünebilir.
Bu tür şımarık, gevşek ve küstah YouTuber'lara itibar etmeyin
Daha önce bir kaç videomuzda belirttiğimiz gibi İngilizce ve yabancı dil konulu yayın yapan Youtuber'ların şımarıklıklarına ve kendilerini bir şey sanmalarına prim vermeyin, bırakın onlardan öğreneceğiniz 3-5 tüyo da kalsın kendi çabanızla öğrenin.
Bu ve bunun gibi insanlara abone olup para kazandırıp "bak ben hem süper İngilizce biliyorum hem de YouTube'da 100 binlerce abonem var " havası yaşatmayın.
Şunu merak ediyor olmalıyız, acaba bu tür elitist hezeyanlar yaşayanlar; bir veya bir kaç dili inek gibi çalışarak çok iyi öğrenmiş ve muhtemelen hayatta başka bir becerisi olmayan bununla da kendini büyük iş başarmış; sanki insanlığa büyük bir icat kazandırmış sanan bu tür zavallılar acaba yerel omayan bir dili, ana dili olmayan bir dili kusurlu konuşmanın ne kadar normal olduğunu biliyorlar mı?
Bunları toplayıp Türkiye'de Türkçe konuşarak yaşayan yayın yapan yabancı Youtuber'lara göstersek ne düşünürler acaba?
Muhtemelen çok saygısız ev aptalca görürler. Bizde öyle görüyoruz.
Kanal #kötüstil ve #izlenmez olarak etiketlenmeyi hak ediyor.
Biliyorsunuz Türkiyemiz çok enterasan bir yer, bazı alanlarda uzman veya başarılı olanların işi elitizm boyutuna çıkarıp "ben süperim siz salak ve yeteneksizsiniz"e dönüştürüp bu halleriyle başkalarını aşağılaması ve hindi gibi şişinerek ortalıkta dolaşması çok normalleşti. Mütevızılık hak getire.
Bu kanal sahibi de bu kafada. Kendisi küstahlıkta hatta iğrençlikte boyut atlamış gözüküyor.
Aklınca Türkiye'de ki İngilizce eğitimine veya İngilizce konuşma tarzımıza gönderme yaptığını sanıyor
Küstahlığını o kadar ileri bir seviyeye getirmiş ki, işi tiyatrallaştırıp iki tane karakter yaratmış ve tüm videolarında neredeyse bunun üzerinden bazı şeyleri insanlara öğrettiğini veya gösterdiğini sanıyor.
O kadar iğrenç küstah bir dili var ki, bu iğrenç küçümseyici dilini alt yazı yaparak katmerlediriyor, güya aklınca videoyu izleyenlere de aptal muamelesi yapıp daha kendini daha da zeki göstermeye çalışıyor.
Oysa iğrenç video çekimine ve üstüne başına biraz dikkat etse daha iyi görünebilir.
Bu tür şımarık, gevşek ve küstah YouTuber'lara itibar etmeyin
Daha önce bir kaç videomuzda belirttiğimiz gibi İngilizce ve yabancı dil konulu yayın yapan Youtuber'ların şımarıklıklarına ve kendilerini bir şey sanmalarına prim vermeyin, bırakın onlardan öğreneceğiniz 3-5 tüyo da kalsın kendi çabanızla öğrenin.
Bu ve bunun gibi insanlara abone olup para kazandırıp "bak ben hem süper İngilizce biliyorum hem de YouTube'da 100 binlerce abonem var " havası yaşatmayın.
Şunu merak ediyor olmalıyız, acaba bu tür elitist hezeyanlar yaşayanlar; bir veya bir kaç dili inek gibi çalışarak çok iyi öğrenmiş ve muhtemelen hayatta başka bir becerisi olmayan bununla da kendini büyük iş başarmış; sanki insanlığa büyük bir icat kazandırmış sanan bu tür zavallılar acaba yerel omayan bir dili, ana dili olmayan bir dili kusurlu konuşmanın ne kadar normal olduğunu biliyorlar mı?
Bunları toplayıp Türkiye'de Türkçe konuşarak yaşayan yayın yapan yabancı Youtuber'lara göstersek ne düşünürler acaba?
Muhtemelen çok saygısız ev aptalca görürler. Bizde öyle görüyoruz.
Kanal #kötüstil ve #izlenmez olarak etiketlenmeyi hak ediyor.
Ortalık yeni nesil, Z Kuşağı güzellemesinden geçilmiyor ama maalesef yeni nesil tuhaflığıyla da çok önde.
Akıllı telefonlar genel kültür ve kabul edilebilir stil oluşturmada yeterli gelmedi galiba.
Bunu Pqueen - 2021'in En Yakışıklı 100 Erkeği Listesine Bakıyor videosunda da rahatça görebiliyoruz.
Video canlı Twitch yayının kopyası, ama genel olarak ne bir akış ne de bir sunum estetiği var. Sanki sürekli çorabının tekini kaybetmiş gibi tuhaf hareketler yapıyor.
O saçlar ve hareketler ne öyle...!Yeni nesil hem çok kaba hem çok serkeş...
Ayrıca örneğin videonun 1:25 bölümünde ki Maxi Iglesias'ı hiç benzemeyen bir futbolcuya benzediyor, oysa biraz yaptığı işe yakın magazinel genel kültürü o kişinin rahmetli dünya yakışıklısı Karahan Çantay'a çok benzediğini fark ederdi.
Video tam olarak sanal işkence izleyip zaman kaybetmeyin açıp kendiniz 2021 in en yakışıklı 100 erkeği listesini kendiniz bakın.
Şu halde Pqueen Youtube'da olmasa daha iyi olur. Çünkü Youtube'ın bir ritmi ve estetiği var.
Şu haliyle video #kötüstil ve kanalda #izlenmez olmayı hak ediyor.
Ortalık yeni nesil, Z Kuşağı güzellemesinden geçilmiyor ama maalesef yeni nesil tuhaflığıyla da çok önde.
Akıllı telefonlar genel kültür ve kabul edilebilir stil oluşturmada yeterli gelmedi galiba.
Bunu Pqueen - 2021'in En Yakışıklı 100 Erkeği Listesine Bakıyor videosunda da rahatça görebiliyoruz.
Video canlı Twitch yayının kopyası, ama genel olarak ne bir akış ne de bir sunum estetiği var. Sanki sürekli çorabının tekini kaybetmiş gibi tuhaf hareketler yapıyor.
O saçlar ve hareketler ne öyle...!Yeni nesil hem çok kaba hem çok serkeş...
Ayrıca örneğin videonun 1:25 bölümünde ki Maxi Iglesias'ı hiç benzemeyen bir futbolcuya benzediyor, oysa biraz yaptığı işe yakın magazinel genel kültürü o kişinin rahmetli dünya yakışıklısı Karahan Çantay'a çok benzediğini fark ederdi.
Video tam olarak sanal işkence izleyip zaman kaybetmeyin açıp kendiniz 2021 in en yakışıklı 100 erkeği listesini kendiniz bakın.
Şu halde Pqueen Youtube'da olmasa daha iyi olur. Çünkü Youtube'ın bir ritmi ve estetiği var.
Şu haliyle video #kötüstil ve kanalda #izlenmez olmayı hak ediyor.
Ülkemizin otomobil piyasası malumunuz ve dahası ülkemizde otomobile yüklenen gereksiz imajlar ve anlamlarda malum.
Biz maalesef ülkemizde arabanın sadece bir yerden bir yere gidip gelmeye yarayan bir araç olduğunu anlayamıyoruz.
Israrla, aptallıkla ve kibirle arabaları bir yaşam biçimi, sosyal statü, zenginlik ve güç göstergesi olarak kullanıyoruz ve bu değişmiyor. Bunun sonucunu bu araba inceleme videosunda da görüyoruz.
Benzin TV adlı kanalda son dönem çok büyük yankı uyandıran Citroen'in mini elektrikli aracı Ami tanıtılıyor, ama ısrarla bir tereddüt ve küçümseme var videoda araca karşı ve kimseye şehir içi kullanımda 4-5 metrelik yüksek motor hacimli ve çevreye zarar veren araçları kullanmanın gereksiz olduğundan ve artık en çevreci araçları kullanmanın birer zorunluluk olması gerektiği dillendirilmiyor.
Varsa yoksa en büyük hacim, en yüksek konfor arandığı için kıyas yaparken de bu anlamda videoyu sunan kişi aracın ne kadar önemli bir şeye hizmet ettiğinden bahsedemiyor.
Oysa unuttuğumuz bir şey var ki, İstanbul gibi büyük şehirlerde veya yalnız veya iki kişi yaşayan genelde 5-50 km'lik bir alanda ev - iş yaşamı sürdüren insanların sayısı çok fazla ve bu insanların ya hem ekonomik hem de çevreci hemde hızlı bir ulaşım için ya toplu ulaşım kullanması ya da motor yada bu şekilde mini elektrikli araçlar kullanması gerekiyor. Bu bir zorunluluk tercih değil.
İstanbul'da özellikle artık park yeri sorunu da çok fazla ve yollar sokaklar arabalardan geçilmiyor. Bu açıdan da bu tür mini araçların ısrarla talep edilmesi ve devletin elektrikli mini araçları teşvik etmesi ve vergilerini düşürmesi için rahatsız edilmesi gerekiyor.
Farkında mısınız dünya fosil yakıt ve aşırı tüketimden ölüyor, bunu bu pandemi ile daha iyi anlamış olmalıyız ve en minimal ve çevreci yaşama geçmek zorundayız çocuklarımız torunlarımız için.
Video iyi bir içerik ama bu anlamda hiç bir sosyal duyarlılığı olmadığı ve dünya trendlerinden habersiz olduğu için kanalı #izlenmez ve #kötüperformans etiketini hak ediyor.
Kanal o kadar duyarsız ki, video altındaki aşağıdaki yoruma kalp bile bırakmış. Yuh!
"Çok şirin bi oyuncak zenginler çocuklarına arka bahçede sürmeleri için alır"
Ülkemizin otomobil piyasası malumunuz ve dahası ülkemizde otomobile yüklenen gereksiz imajlar ve anlamlarda malum.
Biz maalesef ülkemizde arabanın sadece bir yerden bir yere gidip gelmeye yarayan bir araç olduğunu anlayamıyoruz.
Israrla, aptallıkla ve kibirle arabaları bir yaşam biçimi, sosyal statü, zenginlik ve güç göstergesi olarak kullanıyoruz ve bu değişmiyor. Bunun sonucunu bu araba inceleme videosunda da görüyoruz.
Benzin TV adlı kanalda son dönem çok büyük yankı uyandıran Citroen'in mini elektrikli aracı Ami tanıtılıyor, ama ısrarla bir tereddüt ve küçümseme var videoda araca karşı ve kimseye şehir içi kullanımda 4-5 metrelik yüksek motor hacimli ve çevreye zarar veren araçları kullanmanın gereksiz olduğundan ve artık en çevreci araçları kullanmanın birer zorunluluk olması gerektiği dillendirilmiyor.
Varsa yoksa en büyük hacim, en yüksek konfor arandığı için kıyas yaparken de bu anlamda videoyu sunan kişi aracın ne kadar önemli bir şeye hizmet ettiğinden bahsedemiyor.
Oysa unuttuğumuz bir şey var ki, İstanbul gibi büyük şehirlerde veya yalnız veya iki kişi yaşayan genelde 5-50 km'lik bir alanda ev - iş yaşamı sürdüren insanların sayısı çok fazla ve bu insanların ya hem ekonomik hem de çevreci hemde hızlı bir ulaşım için ya toplu ulaşım kullanması ya da motor yada bu şekilde mini elektrikli araçlar kullanması gerekiyor. Bu bir zorunluluk tercih değil.
İstanbul'da özellikle artık park yeri sorunu da çok fazla ve yollar sokaklar arabalardan geçilmiyor. Bu açıdan da bu tür mini araçların ısrarla talep edilmesi ve devletin elektrikli mini araçları teşvik etmesi ve vergilerini düşürmesi için rahatsız edilmesi gerekiyor.
Farkında mısınız dünya fosil yakıt ve aşırı tüketimden ölüyor, bunu bu pandemi ile daha iyi anlamış olmalıyız ve en minimal ve çevreci yaşama geçmek zorundayız çocuklarımız torunlarımız için.
Video iyi bir içerik ama bu anlamda hiç bir sosyal duyarlılığı olmadığı ve dünya trendlerinden habersiz olduğu için kanalı #izlenmez ve #kötüperformans etiketini hak ediyor.
Kanal o kadar duyarsız ki, video altındaki aşağıdaki yoruma kalp bile bırakmış. Yuh!
"Çok şirin bi oyuncak zenginler çocuklarına arka bahçede sürmeleri için alır"
Mizah güzel elbette gülmeden yaşanmıyor hele hele böyle bir survivor yaşam şartları olan bir ülkede ilaç gibi geliyor.
Pandemide hergün 150-200 kişi ölürken hala insanların kafelerde toplanaması gibi böyle 100 metre kare yerlerde bir araya gelip "he he he ehehe eheheheeğğğ" diye ortalama ve kaba esprilere gülmesi çok tuhaf ve sağlıklı akıllı insanların yapmaması gereken bir şey.
İnsanların bu kadar düşüncesiz olması çok kötü.
Sonra çıkıp sokaklarda bu insanlar başka yerlerde insanlara duyar kasıyorlardır çevre ve kamu güvenliği ve sağlığı gibi konularda
Ha şunu da diyebilirsiniz "bunların dünya yansa umrunda olmaz..." haklısınız öyle bir halleri var.
Pandemi durumu bir yana asıl trajik olan şey mizah dedikleri şeyler...
Gerçekten bunlar iyi espri sayılmamalı...
Ha şunu dersiniz "sanane bununda bir alıcısı var"
Bende "bu seviyede esprilerin bu kadar yani milyonlarca alıcısı var ise yazık, hele şu şartlarda..."
Video ve kanal gerçekten bu vasatlığı ile çok itici ve izlenmeyi hak edecek bir seviyede değil
Mizah güzel elbette gülmeden yaşanmıyor hele hele böyle bir survivor yaşam şartları olan bir ülkede ilaç gibi geliyor.
Pandemide hergün 150-200 kişi ölürken hala insanların kafelerde toplanaması gibi böyle 100 metre kare yerlerde bir araya gelip "he he he ehehe eheheheeğğğ" diye ortalama ve kaba esprilere gülmesi çok tuhaf ve sağlıklı akıllı insanların yapmaması gereken bir şey.
İnsanların bu kadar düşüncesiz olması çok kötü.
Sonra çıkıp sokaklarda bu insanlar başka yerlerde insanlara duyar kasıyorlardır çevre ve kamu güvenliği ve sağlığı gibi konularda
Ha şunu da diyebilirsiniz "bunların dünya yansa umrunda olmaz..." haklısınız öyle bir halleri var.
Pandemi durumu bir yana asıl trajik olan şey mizah dedikleri şeyler...
Gerçekten bunlar iyi espri sayılmamalı...
Ha şunu dersiniz "sanane bununda bir alıcısı var"
Bende "bu seviyede esprilerin bu kadar yani milyonlarca alıcısı var ise yazık, hele şu şartlarda..."
Video ve kanal gerçekten bu vasatlığı ile çok itici ve izlenmeyi hak edecek bir seviyede değil
Kanalı keşfedip biraz videolarına bakıp sonra biraz "Çimen Show nedir" diye ayrıca aratıp biraz ekşi şözlük okuduktan sonra tekrar videoyu izlediğinizde bir süre sonra "bu nedir arkadaş?" demeye başlıyorsunuz.
Mizah ve komedi elbette geleneksel terbiye ahlak dışında olabilir ve içinde argo şeylerde barındırabilir ama, kamuya mal olmuş ve merhum olmuş şahsiyetlere saygısızlık barındıramaz.
Videoda konsept olarak anladığımız kadarıyla bir konuğa, pembe saçlı bir hanımefendiye bir talk show yapma fırsatı veriliyor ve ve o
da kendince; rahmetli üstad gazeteci ve televizyoncu Mehmet Ali Birand üzerinden güzel bir giriş
bir espri yapıyor, ama programın kanalın yapımcısı bu iki saygısız
arkadaş hemen ortamı biz yaptık bi salllayımda espri çıksın burdan babında hemen saldırıya geçiyor, daha anlamadan dinlemeden "ona ne lan
rahmetli sunucu kim" "ölülerden bahsetme hemen" gibi son derece çirkin
ve terbiyesizce bir davranışta bulunuyorlar ve zırva cümleler
kuruyorlar ve espride anılan "rahmetli duayen gazetecimiz" hiç bir şekilde vurgulanmadan ve anılmadan geçiştiriliyor.
3. dakikdan sonra bunlar oluyor...
Mesela siz Mehmet Ali Birand'ın torunu veya çocuğu olsanız ya da onunla çalışan biri olsanız ve bu videoya denk gelseniz onun bu şekilde iki yeni yetmenin kanalında böyle geçiştirildiğini görseniz ne derdiniz.? Böyle düşünmek gerek... Biraz empati...
Burdan sonra kanalı veya videoyu izlemenin bir anlamı olabilir mi sizce?
Elbette olmaz...
Mesele şu:
Program yapmaktan show yapmaktan, bilet satıp insanları fiziksel olarak bir yerlere pandemide toplamaktan önce yapılması gereken şeyler var. O da, iş ahlakı sahibi olmak, sosyal görgü ve nezaket kurallarını öğrenmek...
Mesela, ölmüş ve topluma mal olmuş, geçmişte kamusal bir iş yapan özellikle insanları bilgilendiren ve haberdar eden mesleklerde olanlara örneğin ölmüş gazeteci vb. insanlara saygı duymak ve eğer birisi onu bir şekilde mizah programında bile anıyorsa da, orda bir stop yapıp kendisine saygı ve güzel bir cümle anmak ve devam etmek gerekir...
Görüyorsunuz değil mi ülkemizdeki kabalığın boyutları nereye vardı ve para kazanmak için nasılda insanlar birbirini ezmeye kullanmaya meyilli olduğunu ve ne kadar iş ahlakından yoksun şekilde nezaketi ve saygıyı unuttuğunu...
Gerçekten içler acısı bir durumdayız. Hele şu sosyal medya çağında...
Video ve kanalı #izlenmez #kötüstil ve #niyeya olarak etiketliyoruz...
Kanalı izlemeyin ve çocuklarınıza izlettirmeyin...
Kanalı keşfedip biraz videolarına bakıp sonra biraz "Çimen Show nedir" diye ayrıca aratıp biraz ekşi şözlük okuduktan sonra tekrar videoyu izlediğinizde bir süre sonra "bu nedir arkadaş?" demeye başlıyorsunuz.
Mizah ve komedi elbette geleneksel terbiye ahlak dışında olabilir ve içinde argo şeylerde barındırabilir ama, kamuya mal olmuş ve merhum olmuş şahsiyetlere saygısızlık barındıramaz.
Videoda konsept olarak anladığımız kadarıyla bir konuğa, pembe saçlı bir hanımefendiye bir talk show yapma fırsatı veriliyor ve ve o
da kendince; rahmetli üstad gazeteci ve televizyoncu Mehmet Ali Birand üzerinden güzel bir giriş
bir espri yapıyor, ama programın kanalın yapımcısı bu iki saygısız
arkadaş hemen ortamı biz yaptık bi salllayımda espri çıksın burdan babında hemen saldırıya geçiyor, daha anlamadan dinlemeden "ona ne lan
rahmetli sunucu kim" "ölülerden bahsetme hemen" gibi son derece çirkin
ve terbiyesizce bir davranışta bulunuyorlar ve zırva cümleler
kuruyorlar ve espride anılan "rahmetli duayen gazetecimiz" hiç bir şekilde vurgulanmadan ve anılmadan geçiştiriliyor.
3. dakikdan sonra bunlar oluyor...
Mesela siz Mehmet Ali Birand'ın torunu veya çocuğu olsanız ya da onunla çalışan biri olsanız ve bu videoya denk gelseniz onun bu şekilde iki yeni yetmenin kanalında böyle geçiştirildiğini görseniz ne derdiniz.? Böyle düşünmek gerek... Biraz empati...
Burdan sonra kanalı veya videoyu izlemenin bir anlamı olabilir mi sizce?
Elbette olmaz...
Mesele şu:
Program yapmaktan show yapmaktan, bilet satıp insanları fiziksel olarak bir yerlere pandemide toplamaktan önce yapılması gereken şeyler var. O da, iş ahlakı sahibi olmak, sosyal görgü ve nezaket kurallarını öğrenmek...
Mesela, ölmüş ve topluma mal olmuş, geçmişte kamusal bir iş yapan özellikle insanları bilgilendiren ve haberdar eden mesleklerde olanlara örneğin ölmüş gazeteci vb. insanlara saygı duymak ve eğer birisi onu bir şekilde mizah programında bile anıyorsa da, orda bir stop yapıp kendisine saygı ve güzel bir cümle anmak ve devam etmek gerekir...
Görüyorsunuz değil mi ülkemizdeki kabalığın boyutları nereye vardı ve para kazanmak için nasılda insanlar birbirini ezmeye kullanmaya meyilli olduğunu ve ne kadar iş ahlakından yoksun şekilde nezaketi ve saygıyı unuttuğunu...
Gerçekten içler acısı bir durumdayız. Hele şu sosyal medya çağında...
Video ve kanalı #izlenmez #kötüstil ve #niyeya olarak etiketliyoruz...
Kanalı izlemeyin ve çocuklarınıza izlettirmeyin...
Video başlığına ve konseptine bakınca ne düşünüyorsunuz?
Çok komik mi bu şimdi veya motive edici mi?
Neyin peşinde acaba bu Youtuber arkadaş?
Elbette izlenmenin ve daha çok gelir elde etmenin..
Biliyorsunuz ülkemizde artık aleni şekilde insanlara sıkıntısını çektikleri konularda eleştiri yapar gibi "mal", "sakat galiba" "şizofren", "çomar" "makarnacı" ve bilumum çirkin sıfatlarla hitap etmek ve onları rencide etmek yeni moda oldu.
Şaka yoluyla da bile söylense oysa biraz dışardan bakınca bunun her şeklinin son derece aşağılık bir şey olduğunu görebilirsiniz.
İngilizce veya başka bir konuda; gerçek şu ki, eğer siz bir şeyi biliyorsanız ve başka insanlar bilmiyorsa bunu anlatırken veya birilerine öğretirken bilmeyen insanları birer video izleyicisi olup gerçekte karşınızda olmasalar da böyle aşağılayamazsınız.
Aşağılarsanız aşağılık olursunuz.
İngilizce öğrenmenin ülkemizde bazı veya çoğunluk insan için zor olmasını da istismar ediyorlar gördüğünüz gibi.
Her şeyin şakası olmaz, asıl bunu "öğrenememek" mallık...
Video ve kanalı #izlenmez olarak etiketliyoruz.
Hatta videoyu videonun sağda altındaki 3 nokta şeklindeki BİLDİR butonundan Youtube'a şikayet etmenizi öneriyoruz.
Video başlığına ve konseptine bakınca ne düşünüyorsunuz?
Çok komik mi bu şimdi veya motive edici mi?
Neyin peşinde acaba bu Youtuber arkadaş?
Elbette izlenmenin ve daha çok gelir elde etmenin..
Biliyorsunuz ülkemizde artık aleni şekilde insanlara sıkıntısını çektikleri konularda eleştiri yapar gibi "mal", "sakat galiba" "şizofren", "çomar" "makarnacı" ve bilumum çirkin sıfatlarla hitap etmek ve onları rencide etmek yeni moda oldu.
Şaka yoluyla da bile söylense oysa biraz dışardan bakınca bunun her şeklinin son derece aşağılık bir şey olduğunu görebilirsiniz.
İngilizce veya başka bir konuda; gerçek şu ki, eğer siz bir şeyi biliyorsanız ve başka insanlar bilmiyorsa bunu anlatırken veya birilerine öğretirken bilmeyen insanları birer video izleyicisi olup gerçekte karşınızda olmasalar da böyle aşağılayamazsınız.
Aşağılarsanız aşağılık olursunuz.
İngilizce öğrenmenin ülkemizde bazı veya çoğunluk insan için zor olmasını da istismar ediyorlar gördüğünüz gibi.
Her şeyin şakası olmaz, asıl bunu "öğrenememek" mallık...
Video ve kanalı #izlenmez olarak etiketliyoruz.
Hatta videoyu videonun sağda altındaki 3 nokta şeklindeki BİLDİR butonundan Youtube'a şikayet etmenizi öneriyoruz.
Video ilk başta ilginizi çekiyor ve araba kullanma konusunda eğlenceli ve eğitici bir video olacak sanıyorsunuz?
Ama nerdeee? Gençler sanki ilk buluşmalarına gelmişler gibi.
Dekolte kıyafetler ve daha nice flört şakaları...
Video daha 5 dakika olmadan kaotik bir hala alıyor ve konu giderek saçmalama ve aleni sarkıntılık veya flörtleşmeye kadar dönüşüyor.
Çekim olarak da çok kaliteli olmayan bir video ayrıca
Videonun da başlığı bu anlamda çok manidar...
Çocukların izlediğini de düşünürsek gerçekten çok kötü bir içerik çıkmış ortaya...
Araba kullanmak hayatlara mal olan bir şeydir. Bunu öğretmenin şakası hele böyle tuhaf ve kafa karıştıran bir videoya konu yapılması hoş değil. (Sosyal Mesaj)
Şu haliyle video konu araba değilde "ilk buluşma" konulu bir video olarak yapılabilirdi.
Bu haliyle iki youtuber içinde video #kötüperformans #izlenmez ve #kötüstil ile etiketlenmeyi hak ediyor
Video ilk başta ilginizi çekiyor ve araba kullanma konusunda eğlenceli ve eğitici bir video olacak sanıyorsunuz?
Ama nerdeee? Gençler sanki ilk buluşmalarına gelmişler gibi.
Dekolte kıyafetler ve daha nice flört şakaları...
Video daha 5 dakika olmadan kaotik bir hala alıyor ve konu giderek saçmalama ve aleni sarkıntılık veya flörtleşmeye kadar dönüşüyor.
Çekim olarak da çok kaliteli olmayan bir video ayrıca
Videonun da başlığı bu anlamda çok manidar...
Çocukların izlediğini de düşünürsek gerçekten çok kötü bir içerik çıkmış ortaya...
Araba kullanmak hayatlara mal olan bir şeydir. Bunu öğretmenin şakası hele böyle tuhaf ve kafa karıştıran bir videoya konu yapılması hoş değil. (Sosyal Mesaj)
Şu haliyle video konu araba değilde "ilk buluşma" konulu bir video olarak yapılabilirdi.
Bu haliyle iki youtuber içinde video #kötüperformans #izlenmez ve #kötüstil ile etiketlenmeyi hak ediyor
Rezil ve Ahlaksız Olan Sizlersiniz Özlem Gürses ve Fatih Portakal!
Ülkede kendini eğitimli, ahlaklı, dürüst sayan ne kadar gazeteci aydın şovmen varsa, tek dertleri kadın kuşağı programları. Sürekli bu programlarla uğraşıp halka seviye biçiyor, toplumu akıllarınca analiz ediyorlar ve toplumu akıllarınca koruyorlar
En son bu elitist tripleri Fatih Portakal yaptı...
Bu kesim kendini o kadar beğenmiş ve ahlaklı görüyor ki, aynı sektörden oldukları için bu programları yapanlara düşmanca bakıyorlar ve muhtemelen kendilerine verilmeyen paraları bu programı yapanlar aldığı için sürekli kadın programlarına saldırıyorlar.
Malum bunu en çok yapan Okan Bayülgen'di.. O, pek ciddiye alınacak bir değildi zaten bu konularda; çünkü zaten tv'nin delisi diye bakılan biri ve herşeye rastgele takılan konuşmaları çok ciddiye alınmıyor bu konuda. Ama ya diğeri, hele Fatih Portkal, Özlem Gürses ve diğerleri ülkede belli ciddiyeti olan gazeteciler...
Neymiş efendim, bir programda bir konuk eşiyle ilgili bir konuda aydınlatılması için mevzunun eşini internette bir müstehcen videoda gördüğünü anlatıyor ve bunu program sunucularıan izletiyor.
Vay senmisin bunu yapan, bizim ahlak bekçisi demokrat gazeteci halk savunucu Fatih Portakal hemen aşşağılamaya ve ahlaksızlık diye yaftalamaya saydırmaya başlıyor Twitter'dan..
Sanki tv'de gündüz gündüz porno yayınlanmış.
Sanki bir devlet kamu kanalında yapılmış bu.
Bu nasıl bir elitizmdir Allah aşkına?
Ve bu insanlar kendilerini aydın, demokrat, özgürlükçü gazeteci falan sanıyorlar...
Portakal'ın tepkisi ile gaza gelen diğer insanlarda ve Özlem Gürses'te bu videosunda programı yapan kadına saldırıyor ve rezillikle itham ediyor ve bu konuya dair özel bir youtube videosu hazırlıyor ve uykulu yakın çekim suratı ile bize ahlak yargısı dağıtıyor ve "bu ne ya" vesaire diyor..
Size ne arkadaş, size ne?
Siz değilmisiniz hem "RTÜK olmasın, o olmasın bu yasak şu baskı olmasın" diyen iktidara saydıran ve TV ve medya üstündeki baskıdan şikayet eden...
Neyin iki yüzlülüğü bu?
Beğenmeyen izlemez bu programları... Ha kamu vicdanını sarsacak bir şiddeti destekleme, övme veya tamamen çocukları da etkileyecekj aşırı müstehcenlik varsa halk zaten tepkisini verir ve bu meydaları internetten topa tutar.
Siz kimsiniz ki koskoca tv sektörüne aklınızca muhalif triplerle halk adına aşşağılıyor ve ayar veriyorsunuz?
Gazetecilik midir bu? Değil elbette.. Demekki derdiniz başka.
Sorsak porno sitelerini muhafakakar BTK üzerinde iktidar engelliyor ne dersiniz diye.. "Olur mu öyle şey, serbest olmalı" dersiniz ama böyle dolaylı bir konuya TV olduğu zaman o yasakçı aynı muhafazakar kafa ile bakıp topa tutup ahlaksızlık diyebiliyorsunuz. Çünkü; o kanallar muhafazkar iktidar yanlısı ve açık arıyorsunuz vurmak için iktidara.
Kovulmasanız ve aynı çatı altında bu tv de çalışsanız, bu programlar bu şekilde yapılsa sesiniz çıkmaz ve işinize bakarsınız ama dışarda olunca hemen ahlaksızlık ve rezillik diye saldırıyorsunuz...
İşinize gelince demokrat özgürlükçü işinize gelmeyince taliban kafası oluyorsunuz.
Rezil ve Ahlaksız Olan Sizlersiniz Özlem Gürses ve Fatih Portakal!
Ülkede kendini eğitimli, ahlaklı, dürüst sayan ne kadar gazeteci aydın şovmen varsa, tek dertleri kadın kuşağı programları. Sürekli bu programlarla uğraşıp halka seviye biçiyor, toplumu akıllarınca analiz ediyorlar ve toplumu akıllarınca koruyorlar
En son bu elitist tripleri Fatih Portakal yaptı...
Bu kesim kendini o kadar beğenmiş ve ahlaklı görüyor ki, aynı sektörden oldukları için bu programları yapanlara düşmanca bakıyorlar ve muhtemelen kendilerine verilmeyen paraları bu programı yapanlar aldığı için sürekli kadın programlarına saldırıyorlar.
Malum bunu en çok yapan Okan Bayülgen'di.. O, pek ciddiye alınacak bir değildi zaten bu konularda; çünkü zaten tv'nin delisi diye bakılan biri ve herşeye rastgele takılan konuşmaları çok ciddiye alınmıyor bu konuda. Ama ya diğeri, hele Fatih Portkal, Özlem Gürses ve diğerleri ülkede belli ciddiyeti olan gazeteciler...
Neymiş efendim, bir programda bir konuk eşiyle ilgili bir konuda aydınlatılması için mevzunun eşini internette bir müstehcen videoda gördüğünü anlatıyor ve bunu program sunucularıan izletiyor.
Vay senmisin bunu yapan, bizim ahlak bekçisi demokrat gazeteci halk savunucu Fatih Portakal hemen aşşağılamaya ve ahlaksızlık diye yaftalamaya saydırmaya başlıyor Twitter'dan..
Sanki tv'de gündüz gündüz porno yayınlanmış.
Sanki bir devlet kamu kanalında yapılmış bu.
Bu nasıl bir elitizmdir Allah aşkına?
Ve bu insanlar kendilerini aydın, demokrat, özgürlükçü gazeteci falan sanıyorlar...
Portakal'ın tepkisi ile gaza gelen diğer insanlarda ve Özlem Gürses'te bu videosunda programı yapan kadına saldırıyor ve rezillikle itham ediyor ve bu konuya dair özel bir youtube videosu hazırlıyor ve uykulu yakın çekim suratı ile bize ahlak yargısı dağıtıyor ve "bu ne ya" vesaire diyor..
Size ne arkadaş, size ne?
Siz değilmisiniz hem "RTÜK olmasın, o olmasın bu yasak şu baskı olmasın" diyen iktidara saydıran ve TV ve medya üstündeki baskıdan şikayet eden...
Neyin iki yüzlülüğü bu?
Beğenmeyen izlemez bu programları... Ha kamu vicdanını sarsacak bir şiddeti destekleme, övme veya tamamen çocukları da etkileyecekj aşırı müstehcenlik varsa halk zaten tepkisini verir ve bu meydaları internetten topa tutar.
Siz kimsiniz ki koskoca tv sektörüne aklınızca muhalif triplerle halk adına aşşağılıyor ve ayar veriyorsunuz?
Gazetecilik midir bu? Değil elbette.. Demekki derdiniz başka.
Sorsak porno sitelerini muhafakakar BTK üzerinde iktidar engelliyor ne dersiniz diye.. "Olur mu öyle şey, serbest olmalı" dersiniz ama böyle dolaylı bir konuya TV olduğu zaman o yasakçı aynı muhafazakar kafa ile bakıp topa tutup ahlaksızlık diyebiliyorsunuz. Çünkü; o kanallar muhafazkar iktidar yanlısı ve açık arıyorsunuz vurmak için iktidara.
Kovulmasanız ve aynı çatı altında bu tv de çalışsanız, bu programlar bu şekilde yapılsa sesiniz çıkmaz ve işinize bakarsınız ama dışarda olunca hemen ahlaksızlık ve rezillik diye saldırıyorsunuz...
İşinize gelince demokrat özgürlükçü işinize gelmeyince taliban kafası oluyorsunuz.
Pek ilginçsiniz doğrusu...
#izlenmez olarak etiketliyoruz video ve kanalı.
Ülkemiz malum cahillerin çok hurafelere inandığı ve bir şey bildiğini sanan komplo teorisyenlerinin bu cahil insanları kolayca yönettiği bir durumda.
Sadece ülkemizde değil, dünyada genel olarak böyle bir akım var ve insanlar artık dünyanın yıllar içinde geldiği bu trajedik noktayı açıklama konusunda, insanların davranışalrına üretim ve tüketim şekline bağlamak yerine ve bunu ifade eden bilim adamlarıan ve aktivistlere değilde her şeyi en basit bilim dışı yoldan açıklayan ve suçu bir grup milyarden zengin insana atan komplo teorisyenlerine inanıyorlar.
Çünkü; bu şekilde insanlar, bilimin söylediği gerçekleri redderek aslında temel sorumluluk bilincinden uzaklaşıyorlar ve dolayısıyla insanlar suçu başkalarına atarak normal eski yıkıcı üretim ve tüketimlerine devam edebiliyorlar. Bir araştırma yapsak mesela bu komplo teorilerien inanların tüketim alışkanlıklarının çevre ve insanlık için bilimsel ve bireysel sorumluluk taşıyanlardan çok daha aşırı ve düzensiz olduğunu görürdük.
Bu bu kadar basit yani.
Maalesef bu kadar basit olan bir gerçeği eğip büken ve türlü manipülasyonlarla bu şekilde gizemli hale getiren youtuber şarlatanlar ise, bir tür videlar yaparak bir tür dünyayı kurtaran kahraman olmaya çalışarak, olayı başka şekilde anlatarak kendi uçmuş kafalarını başkalarına da aşılamaya çalışıyorlar. Aslında yaptıkları tek şey ünlü olmak veya para kazanmaktır.
Corona pandemisinden sonra şimdi orman yangınları üzerinden devam eden bu saçmalıklardan birisi de bu videoda fütursuzca sergileniyor.
Neymiş efendim; iklim değişkliği yalanmış ve karbon salınımı iklimi bu denli değiştirmezmiş..? 200 milyon yılda oluşan fosil yakıtları 200 yılda hunarca yakan insanlık bununla iklimi değiştirecek bir etki yapmış olamaz diyor kısaca ve bu şartlatan arkadaş, gerçekte bütün bu dünyadaki tüketim ve üretim şeklinden kaynaklı çöküşün sebebi olarak ise insanların bir grup "şeytan zengini" suçlandığı ve mevcut dünya üzerindeki yok edici olan aşırı ve yanlış tüketimin aynı olduğu bu düzenin devam etmesi gerektiğini savunuyor bu şekilde aslında.
Bu kafada olan, dünyada ve ülkemizde malum Greta Thunberg'i de küçük bir komplocu şeytan olarak sunmaya çalıştılar son 2 yılda ve 16 yaşındaki bir küçük çocuğa ağıza alınmayacak çirkinlikte iğrenç ifadeler kullandılar.
Muhtemelen, bu şarlatan arkadaşa göre Alaska'da yağan karlar içinde mikro plastik bulunması de önemli değildir mesela..
Video baştan sona zırvalar bütünü #izlenmez olarak etiketliyoruz.
Ülkemiz malum cahillerin çok hurafelere inandığı ve bir şey bildiğini sanan komplo teorisyenlerinin bu cahil insanları kolayca yönettiği bir durumda.
Sadece ülkemizde değil, dünyada genel olarak böyle bir akım var ve insanlar artık dünyanın yıllar içinde geldiği bu trajedik noktayı açıklama konusunda, insanların davranışalrına üretim ve tüketim şekline bağlamak yerine ve bunu ifade eden bilim adamlarıan ve aktivistlere değilde her şeyi en basit bilim dışı yoldan açıklayan ve suçu bir grup milyarden zengin insana atan komplo teorisyenlerine inanıyorlar.
Çünkü; bu şekilde insanlar, bilimin söylediği gerçekleri redderek aslında temel sorumluluk bilincinden uzaklaşıyorlar ve dolayısıyla insanlar suçu başkalarına atarak normal eski yıkıcı üretim ve tüketimlerine devam edebiliyorlar. Bir araştırma yapsak mesela bu komplo teorilerien inanların tüketim alışkanlıklarının çevre ve insanlık için bilimsel ve bireysel sorumluluk taşıyanlardan çok daha aşırı ve düzensiz olduğunu görürdük.
Bu bu kadar basit yani.
Maalesef bu kadar basit olan bir gerçeği eğip büken ve türlü manipülasyonlarla bu şekilde gizemli hale getiren youtuber şarlatanlar ise, bir tür videlar yaparak bir tür dünyayı kurtaran kahraman olmaya çalışarak, olayı başka şekilde anlatarak kendi uçmuş kafalarını başkalarına da aşılamaya çalışıyorlar. Aslında yaptıkları tek şey ünlü olmak veya para kazanmaktır.
Corona pandemisinden sonra şimdi orman yangınları üzerinden devam eden bu saçmalıklardan birisi de bu videoda fütursuzca sergileniyor.
Neymiş efendim; iklim değişkliği yalanmış ve karbon salınımı iklimi bu denli değiştirmezmiş..? 200 milyon yılda oluşan fosil yakıtları 200 yılda hunarca yakan insanlık bununla iklimi değiştirecek bir etki yapmış olamaz diyor kısaca ve bu şartlatan arkadaş, gerçekte bütün bu dünyadaki tüketim ve üretim şeklinden kaynaklı çöküşün sebebi olarak ise insanların bir grup "şeytan zengini" suçlandığı ve mevcut dünya üzerindeki yok edici olan aşırı ve yanlış tüketimin aynı olduğu bu düzenin devam etmesi gerektiğini savunuyor bu şekilde aslında.
Bu kafada olan, dünyada ve ülkemizde malum Greta Thunberg'i de küçük bir komplocu şeytan olarak sunmaya çalıştılar son 2 yılda ve 16 yaşındaki bir küçük çocuğa ağıza alınmayacak çirkinlikte iğrenç ifadeler kullandılar.
Muhtemelen, bu şarlatan arkadaşa göre Alaska'da yağan karlar içinde mikro plastik bulunması de önemli değildir mesela..
Video baştan sona zırvalar bütünü #izlenmez olarak etiketliyoruz.
Başak Kablan hızlı hızlı konuşarak ve laf kalabalığı yaparak saçmalıyor yine.
Saçmalıyor diyoruz evet çünkü videonun bütününde bir anlam yok izledikçe gördüğünüz.
Neymiş efendim, kendisini çevre örgütü tehdit etmiş şimdiye kadar sadece.. Ee söyle o zaman kimse.. Neden tüm çevre örgütlerini zan altında bırakıyorsun..
İzleyince o çevre örgütündne tehdit eden kişinin neden ettiğini anlıyorsunuz. Yaptığı çok büyük suç tehdit etmenin oysa sadece "çocukları ve yetişkinleri zehirliyorsun bu zırvalarınla onların çevreci olmalarına engel oluyorsun" demesi yetermiş.
Video tam anlamıyla zırvalar bütünü.
Hızlı hızlı konuşarak, daldan dala atlayarak ve bakın başkaları düşünemiyor ama ben düşündüm minvalinde kendince çevreciliği, geri dönüşümü ve onun arkasındaki yanlışları anlatıyor. Neymiş efendim, birde isim bulmuşmuş "Vicdan Rahatlatma Endüstirisi" Bu kadarına da pes... Birde kendisiyle övünüyor ben buldum literatüre geçsin diye. Pes pes... Vicdan soyut bir kavram, bir şeyin endüstirisi olması için ortada fiziksel bir ürün olması lazım...
Kim neyi rahatlatıyor... Bir firma içecek veya başka bir ürün üretiyorsa, bu o ürünle ilgilidir sadece. Kola koladır plastik veya cam şişede satılır.
Ha bu firmalar aslında çevreyi mahvediyor ve çevreci gibi gözükmeleri sadece bir manipülasyonsa buna manipülasyon denir sadece ki biri yorumda bunu belirtmiş "Yeşil Aklama" olarak bahsettiğin şeyin ismi zaten var litaratürde.
Saçmalar diz boyu...
Neymiş efendim, kendisi çevreci değilmiş ama pazarlamacıymış ev olaylarak pazarlama açısından bakıyormuş...
Bir kere, o pazarlamayı çok iyi bildiğini bilen kafanızdan çıkarın
ki, çevreciliğin pazarlaması olmaz pazarlama bir ürün ve hizmet
konusunda olur. Sivil bir inisiyatif ve aktivizmin ancak ve ancak yanlış tanıtımı, duyurucu veya yönetilmesi olabilir ya da istismarı.
Yok neymiş nedne poşet yasaklanmıyormuş tamamen ve tek kullanımlık çatal bıça vs neden yasaklanmıyormuş.
Yapılanlar zaten seviye seviye toplumların duyarlılığına göre yapılıyor. 2022 de AB ülkelerinde kullan at tek plastik yasaklanıyor. Bunu daha önce yapmakta bunun daha ilerisini yapmakta bizlerin elinde Başak Kablan'ın da içinde bulunduğu insanların yani bizim elimizde..
Video o kadar tuhaf ki, suçu dönüp dolaşıp ordan oraya bir yerlere atıyor ama kast ettiği sorumlu neresi orası belli değil.. Pazarlama, çok uluslu şirketler ve çevre örgütleri, tüketiciler...
Eğer bir çevre katili arıyorsanız bunun 2-3 suçlusu var, birincisi tüketiciler ikinci en çok tüketenler ve topluma ve ülkelere yön veren elitler ve siyasiler. Neden akledemiyormuyuz acaba, dünyada en çok tüketimi yapan ve çevreye karbon, plastik ve diğer atıkları atan kesim, dünyada piramitin üstü olan %20 kesim zengin kesim ve bu bahsettiğin pazarlamacı manipülatör çevreci çok uluslu şirketler ve çevreye karşı duyarlı gibi gözüken firmalarda bu %20 ye hizmet etmeye çalışıyor. Bu %20 Başak Kablan'ın içinde bulunduğu kesim.
Hal böyle ise, bu kadar saçmalamak niye çok izlenme uğruna?
Göte göt demek neden bu kadar zor...
Videoya "ben çevreciyim çevreciyim diyen biri değilim" diye giriyorsun zaten...
Neden? Sende çevreci ol! "Bendeçevreciyim çevreciyim"de 400 bin abonen var sen harekete geçir insanları ne bekliyorsun bak dünya okyanuslar ölüyor herşeyi biliyorsun maşallah... Madem bu kadar duyarlılıklara erişmişsin o zaman bu fikirlerinle çevre örgütlerini de uyar ve sende dışardan bir influcer olarak yön ver bu alana.
Seni izleyen çocuklara örnek ol en azından.
Ama doğruya, yarın öbürgü makyajın için denek olarak kullanılan hayvanları savunan biri gelir yorum yazarsa cevap veremezsin... O zaman neymiş ilk önce sen dürüst olmayı başar sonra çevre örgütlerine salla ya da gölge ihsan etme yeter.
İzlenmek İçin Bu Kadar Saçmalamak Niye?
Biriniz Greta Thunberg'e sallar diğeriniz çevre örgütlerine.. Siz necisinzi peki bunlar üzerinden izlneme kasan para kasan uyanıklar mı?
400 bin abonenin zihnini böyle bir hassas konuda kirletmek niye...?
Kanalı bu şekilde düşünenler için #izlenmez olarak etiketliyoruz.
Başak Kablan hızlı hızlı konuşarak ve laf kalabalığı yaparak saçmalıyor yine.
Saçmalıyor diyoruz evet çünkü videonun bütününde bir anlam yok izledikçe gördüğünüz.
Neymiş efendim, kendisini çevre örgütü tehdit etmiş şimdiye kadar sadece.. Ee söyle o zaman kimse.. Neden tüm çevre örgütlerini zan altında bırakıyorsun..
İzleyince o çevre örgütündne tehdit eden kişinin neden ettiğini anlıyorsunuz. Yaptığı çok büyük suç tehdit etmenin oysa sadece "çocukları ve yetişkinleri zehirliyorsun bu zırvalarınla onların çevreci olmalarına engel oluyorsun" demesi yetermiş.
Video tam anlamıyla zırvalar bütünü.
Hızlı hızlı konuşarak, daldan dala atlayarak ve bakın başkaları düşünemiyor ama ben düşündüm minvalinde kendince çevreciliği, geri dönüşümü ve onun arkasındaki yanlışları anlatıyor. Neymiş efendim, birde isim bulmuşmuş "Vicdan Rahatlatma Endüstirisi" Bu kadarına da pes... Birde kendisiyle övünüyor ben buldum literatüre geçsin diye. Pes pes... Vicdan soyut bir kavram, bir şeyin endüstirisi olması için ortada fiziksel bir ürün olması lazım...
Kim neyi rahatlatıyor... Bir firma içecek veya başka bir ürün üretiyorsa, bu o ürünle ilgilidir sadece. Kola koladır plastik veya cam şişede satılır.
Ha bu firmalar aslında çevreyi mahvediyor ve çevreci gibi gözükmeleri sadece bir manipülasyonsa buna manipülasyon denir sadece ki biri yorumda bunu belirtmiş "Yeşil Aklama" olarak bahsettiğin şeyin ismi zaten var litaratürde.
Saçmalar diz boyu...
Neymiş efendim, kendisi çevreci değilmiş ama pazarlamacıymış ev olaylarak pazarlama açısından bakıyormuş...
Bir kere, o pazarlamayı çok iyi bildiğini bilen kafanızdan çıkarın
ki, çevreciliğin pazarlaması olmaz pazarlama bir ürün ve hizmet
konusunda olur. Sivil bir inisiyatif ve aktivizmin ancak ve ancak yanlış tanıtımı, duyurucu veya yönetilmesi olabilir ya da istismarı.
Yok neymiş nedne poşet yasaklanmıyormuş tamamen ve tek kullanımlık çatal bıça vs neden yasaklanmıyormuş.
Yapılanlar zaten seviye seviye toplumların duyarlılığına göre yapılıyor. 2022 de AB ülkelerinde kullan at tek plastik yasaklanıyor. Bunu daha önce yapmakta bunun daha ilerisini yapmakta bizlerin elinde Başak Kablan'ın da içinde bulunduğu insanların yani bizim elimizde..
Video o kadar tuhaf ki, suçu dönüp dolaşıp ordan oraya bir yerlere atıyor ama kast ettiği sorumlu neresi orası belli değil.. Pazarlama, çok uluslu şirketler ve çevre örgütleri, tüketiciler...
Eğer bir çevre katili arıyorsanız bunun 2-3 suçlusu var, birincisi tüketiciler ikinci en çok tüketenler ve topluma ve ülkelere yön veren elitler ve siyasiler. Neden akledemiyormuyuz acaba, dünyada en çok tüketimi yapan ve çevreye karbon, plastik ve diğer atıkları atan kesim, dünyada piramitin üstü olan %20 kesim zengin kesim ve bu bahsettiğin pazarlamacı manipülatör çevreci çok uluslu şirketler ve çevreye karşı duyarlı gibi gözüken firmalarda bu %20 ye hizmet etmeye çalışıyor. Bu %20 Başak Kablan'ın içinde bulunduğu kesim.
Hal böyle ise, bu kadar saçmalamak niye çok izlenme uğruna?
Göte göt demek neden bu kadar zor...
Videoya "ben çevreciyim çevreciyim diyen biri değilim" diye giriyorsun zaten...
Neden? Sende çevreci ol! "Bendeçevreciyim çevreciyim"de 400 bin abonen var sen harekete geçir insanları ne bekliyorsun bak dünya okyanuslar ölüyor herşeyi biliyorsun maşallah... Madem bu kadar duyarlılıklara erişmişsin o zaman bu fikirlerinle çevre örgütlerini de uyar ve sende dışardan bir influcer olarak yön ver bu alana.
Seni izleyen çocuklara örnek ol en azından.
Ama doğruya, yarın öbürgü makyajın için denek olarak kullanılan hayvanları savunan biri gelir yorum yazarsa cevap veremezsin... O zaman neymiş ilk önce sen dürüst olmayı başar sonra çevre örgütlerine salla ya da gölge ihsan etme yeter.
İzlenmek İçin Bu Kadar Saçmalamak Niye?
Biriniz Greta Thunberg'e sallar diğeriniz çevre örgütlerine.. Siz necisinzi peki bunlar üzerinden izlneme kasan para kasan uyanıklar mı?
400 bin abonenin zihnini böyle bir hassas konuda kirletmek niye...?
Kanalı bu şekilde düşünenler için #izlenmez olarak etiketliyoruz.