Bazıları "korkutmayın insanları" diyorlar bu kadar, Naci Görür ve Celal Şengör gibi insanlar ise, "gerçek bu, korkacaklarla korksunlar" diyorlar ve bu arada işi fırsata çevirip daha çok abone izlenme olarak istifade etmeye çalışan KAFA TV de habire deprem konulu videolar yapıyor.
Şöyle düşünelim, hemen yapacak birşey olmadığı için insanları korkutup psikolojisini
bozmanın da anlamı yok...
Anksiyete alıp başını gidecek ve insanlar ilaç
bağımlısı olacka SGK dahada batacak ve iş gücü ve verimliliğimiz
çökecek...
O zaman Övgün Ahmet ERCAN hocanon dediği gibi daha fazla insanları korkutmanın alemi yok.
At yalanları sayın elitist militarist pisboğaz Celal ŞENGÖR.
Demek "yakışıklı bir deprem
olsun" istiyorsun istanbul'da haa...
65 yaşında 80 gösteriyorsun pisboğaz dede,
az ye biraz da kafan insanlar için belki iyi yönde çalışır.
Bazıları "korkutmayın insanları" diyorlar bu kadar, Naci Görür ve Celal Şengör gibi insanlar ise, "gerçek bu, korkacaklarla korksunlar" diyorlar ve bu arada işi fırsata çevirip daha çok abone izlenme olarak istifade etmeye çalışan KAFA TV de habire deprem konulu videolar yapıyor.
Şöyle düşünelim, hemen yapacak birşey olmadığı için insanları korkutup psikolojisini
bozmanın da anlamı yok...
Anksiyete alıp başını gidecek ve insanlar ilaç
bağımlısı olacka SGK dahada batacak ve iş gücü ve verimliliğimiz
çökecek...
O zaman Övgün Ahmet ERCAN hocanon dediği gibi daha fazla insanları korkutmanın alemi yok.
At yalanları sayın elitist militarist pisboğaz Celal ŞENGÖR.
Demek "yakışıklı bir deprem
olsun" istiyorsun istanbul'da haa...
65 yaşında 80 gösteriyorsun pisboğaz dede,
az ye biraz da kafan insanlar için belki iyi yönde çalışır.
#niyeya #izlenmez olarak etiketliyoruz.
Youtube izleyicileri olarak videoların konuları kadar nasıl çekildiklerine ve genel video ve ses kalitesine de çok önem veriyoruz.
Estetik olan ve günümüz şartları için kaliteli çekim olan her video, içerik ne olursa olsun kendisini daha çok izlettiriyor. Konu bulamayanlar için bu bir yol ama konuyu bulup videoyu kaliteli ve izlenir yapamayan video yapımlarda var. Bu da o videolardan birisi.
Pelin BATU Murat Bardakçıoğlu'nun tarih programındaki baskısından burada kurtulmuş rahatlamış gözüküyor, ama bu denli bir rahatlık izlenir olamaz çoğu zaman.
Konu çok iyi seçilmiş ama video genel stil olarak oturma şekli ve arka plan olarak çok kötü olmuş.
Kamera açısı ve oturma şekli konuya göre çok rahatsız edici. Bu programı ekrana bakarak dinlemek çok zor.
Bu sebeple #iyiiçerik ama #kötüstil ve #niyeya olarak etiketliyoruz.
Youtube izleyicileri olarak videoların konuları kadar nasıl çekildiklerine ve genel video ve ses kalitesine de çok önem veriyoruz.
Estetik olan ve günümüz şartları için kaliteli çekim olan her video, içerik ne olursa olsun kendisini daha çok izlettiriyor. Konu bulamayanlar için bu bir yol ama konuyu bulup videoyu kaliteli ve izlenir yapamayan video yapımlarda var. Bu da o videolardan birisi.
Pelin BATU Murat Bardakçıoğlu'nun tarih programındaki baskısından burada kurtulmuş rahatlamış gözüküyor, ama bu denli bir rahatlık izlenir olamaz çoğu zaman.
Konu çok iyi seçilmiş ama video genel stil olarak oturma şekli ve arka plan olarak çok kötü olmuş.
Kamera açısı ve oturma şekli konuya göre çok rahatsız edici. Bu programı ekrana bakarak dinlemek çok zor.
Bu sebeple #iyiiçerik ama #kötüstil ve #niyeya olarak etiketliyoruz.
Bu aralar, başta koca koca yüksek eğitimli insanlar basta olmak üzere, bir cok insan ağızlarına bir sakız almışlar ve salyalar akıtarak özel üniveristelerin çokluğundan bahsedip, çeşitli şekilde hakaretler ve alay ediyorlar bu üniversitelerdeki hocalar ve öğrencilere.
Neymiş efendim, çok fazla özel üniversite açılmış ve bunlarda hiç eğitim kalitesi yokmuş.
Bu öyle bir aptallık ki, bu yeni açılan üniveristelerle beraber mevcut eski üniversitelerin kendi aralarında kısa bir sürede, 5-10 yılda büyük bir rekabete girebileceğini ve böylece ülkemizde büyük bir eğitim kalitesinin olacağını sanıyorlar muhtemelen. Böyle bir aptallık olamaz. Bu kadar kısa süre de bu mümkün mü?
Bu kafayı böylece ayırt edip ayrı bir yere koymak gerek. Çünkü bu insanlar yeni dünyanın eski dinozorları...
Bu insanlar öncelikle serbestleşmeden yani öğrencilerin ve eğitim özgürleşmesinden rahatsızlar ve eski militarist devletçi katı ve zalim eğitim sistemi savunuyorlar bir anlamda. Çünkü kendileri bu zalim devletçi eğitimin cefasını çektiler ve herkes çeksin istiyorlar.
Bu büyük bir ahmaklık ve kıskançlık.
Öncelikle ilkesel yani demokrasi ve özgürlükler olarak bakmak gerekirse, bu insanların "eğitimin ticareti olmaz eğitim tek bir yere yani devlete bağlı olmalı ve özel üniversite olmamalı" şeklinde bakışları da son derece faşizan bir şey.
Ne yani birisinin Edebiyat, Tarih, Otelcilik ve Gastronomi veya fen bilimlerini Fizik ve Kimyayı yüksekokul seviyesinde öğrenmek için, akıl ve bilimle daha önemlisi özgürlük ve demokrasi ile yönetilmeyen, tamamen veya kısmen mevcut iktidarın siyasi ideolojileriyle yönetilen devlet üniversitelerine mecbur olması ve devletin kurumları olan YÖK veye Milli Eğitim Bakanlığı'nda izin mi alması veya devletin üniversite sınavına tabi olması mı gerekiyor?
Böyle eski dar kafalı faşist bir bakış açısı olabilir mi şu çağda?
Size ne bundan hem, birileri devletin koyduğu sınavda ilk 100 -200 bin artık devlet üniveritesi kontenjanına giremiyor diye parasını vererek istediği eğitimi özel üniversitelerden alamaz mı?
Neymiş efendim, dünyada en gelişmiş ülkelerde yeni ve özel üniversite açılmazmış.
Hani Covid başladığında kapanmaya gerek yok, "sürü bağışıklığı" diyen İngiltere eğitimi mi çok ileri. Eğer ileri ise neden bir pandemide bir aşı konusunda zortladılar tüm batı olarak.
Demek ki, mevcut eğitim düzeni de gelişmiş değil tüm dünyada.
Bu kafa işte maalesef dünyayı ve hayatı anlamıyor mahvediyor. Çünkü istiyorlarki biz akademisyenler azınlık elit toplum üstü bir sınıf olalım ve herkes bizim ağzımıza baksın.
Zamanı geri sarsak ve 100 yıl geri gidip tüm batı ve tüm dünyada eğitimi ideolojilerle yönetilen faşist devlet kafalarından kurtarıp serbestleştirseydik bugün dünya muhtemelen çok daha farklı ve gelişmiş adil bir yerde olurdu.
Çünkü üniversiteler devlet veya özel olsun, hiçbirisi sadece eğitim yeri değildir; aynı zamanda oinsanların sosyal ve bilişsel gelişim ve hayat tarzını ifade etme ve demokrasi ve medeni bir yaşam için birer referans ve gelişim noktasıdır.
Neymiş efendim, bu özel üniversiteler belli cemaatlar ve tarikatlara yakın olan sermayeler ve ideolojilerde olan insanlarınmış ve tehlikeliymiş.
Olsun arkadaş o da olsun. Her telden ideolojiden üniveristeler olsun ki insanlar seçsin ve bunlar aralarında bir rekabet etsin ve eğitim kadar başka konularda fikirler üretilsin ve bir sinerji veya fikir çatışması yarışı olsun.
Bu aralar, başta koca koca yüksek eğitimli insanlar basta olmak üzere, bir cok insan ağızlarına bir sakız almışlar ve salyalar akıtarak özel üniveristelerin çokluğundan bahsedip, çeşitli şekilde hakaretler ve alay ediyorlar bu üniversitelerdeki hocalar ve öğrencilere.
Neymiş efendim, çok fazla özel üniversite açılmış ve bunlarda hiç eğitim kalitesi yokmuş.
Bu öyle bir aptallık ki, bu yeni açılan üniveristelerle beraber mevcut eski üniversitelerin kendi aralarında kısa bir sürede, 5-10 yılda büyük bir rekabete girebileceğini ve böylece ülkemizde büyük bir eğitim kalitesinin olacağını sanıyorlar muhtemelen. Böyle bir aptallık olamaz. Bu kadar kısa süre de bu mümkün mü?
Bu kafayı böylece ayırt edip ayrı bir yere koymak gerek. Çünkü bu insanlar yeni dünyanın eski dinozorları...
Bu insanlar öncelikle serbestleşmeden yani öğrencilerin ve eğitim özgürleşmesinden rahatsızlar ve eski militarist devletçi katı ve zalim eğitim sistemi savunuyorlar bir anlamda. Çünkü kendileri bu zalim devletçi eğitimin cefasını çektiler ve herkes çeksin istiyorlar.
Bu büyük bir ahmaklık ve kıskançlık.
Öncelikle ilkesel yani demokrasi ve özgürlükler olarak bakmak gerekirse, bu insanların "eğitimin ticareti olmaz eğitim tek bir yere yani devlete bağlı olmalı ve özel üniversite olmamalı" şeklinde bakışları da son derece faşizan bir şey.
Ne yani birisinin Edebiyat, Tarih, Otelcilik ve Gastronomi veya fen bilimlerini Fizik ve Kimyayı yüksekokul seviyesinde öğrenmek için, akıl ve bilimle daha önemlisi özgürlük ve demokrasi ile yönetilmeyen, tamamen veya kısmen mevcut iktidarın siyasi ideolojileriyle yönetilen devlet üniversitelerine mecbur olması ve devletin kurumları olan YÖK veye Milli Eğitim Bakanlığı'nda izin mi alması veya devletin üniversite sınavına tabi olması mı gerekiyor?
Böyle eski dar kafalı faşist bir bakış açısı olabilir mi şu çağda?
Size ne bundan hem, birileri devletin koyduğu sınavda ilk 100 -200 bin artık devlet üniveritesi kontenjanına giremiyor diye parasını vererek istediği eğitimi özel üniversitelerden alamaz mı?
Neymiş efendim, dünyada en gelişmiş ülkelerde yeni ve özel üniversite açılmazmış.
Hani Covid başladığında kapanmaya gerek yok, "sürü bağışıklığı" diyen İngiltere eğitimi mi çok ileri. Eğer ileri ise neden bir pandemide bir aşı konusunda zortladılar tüm batı olarak.
Demek ki, mevcut eğitim düzeni de gelişmiş değil tüm dünyada.
Bu kafa işte maalesef dünyayı ve hayatı anlamıyor mahvediyor. Çünkü istiyorlarki biz akademisyenler azınlık elit toplum üstü bir sınıf olalım ve herkes bizim ağzımıza baksın.
Zamanı geri sarsak ve 100 yıl geri gidip tüm batı ve tüm dünyada eğitimi ideolojilerle yönetilen faşist devlet kafalarından kurtarıp serbestleştirseydik bugün dünya muhtemelen çok daha farklı ve gelişmiş adil bir yerde olurdu.
Çünkü üniversiteler devlet veya özel olsun, hiçbirisi sadece eğitim yeri değildir; aynı zamanda oinsanların sosyal ve bilişsel gelişim ve hayat tarzını ifade etme ve demokrasi ve medeni bir yaşam için birer referans ve gelişim noktasıdır.
Neymiş efendim, bu özel üniversiteler belli cemaatlar ve tarikatlara yakın olan sermayeler ve ideolojilerde olan insanlarınmış ve tehlikeliymiş.
Olsun arkadaş o da olsun. Her telden ideolojiden üniveristeler olsun ki insanlar seçsin ve bunlar aralarında bir rekabet etsin ve eğitim kadar başka konularda fikirler üretilsin ve bir sinerji veya fikir çatışması yarışı olsun.
Küfür ve mizah elbette içiçedir ama dozu, yeri ve şekli önemli.
YouTube kanallarında şu aralar artan bir küfürlü diyaloglar söz konusu...
Ve konuşan herkes sanki en samimi ortamında evinde eşi veya arkadaşı ile veya sanki futbol tribünündeymiş gibi davranıyor ve işin kötüsü böyle konuşmazsa anlaşılmayacağını ve dikkat çekmeyeceğini düşünüyor gibiler..
Bu öncelikle sanıldığı gibi dikkat çeken, normal ve nitelikli veya çok izlenirliğe etki eden bir şey değil. Kısaltılmışını söyleyelim mesela amk. gerçi bunun sözlü olarak yaptıkları için kısa halini de kullanmıyorlar direk uzun uzun kullanıyorlar.
Netflix vb. online film kanallarının da etkisiyle artık böyle konuşmazsan, o zaman bu işi cesurca ve özgür yapamıyorsun boyutuna geldi.
İşin kötüsü buna alet olan kadınlarda oluyor. Evet bu küfürlerin çoğu ve hepsi eril küfürler... "Hay içine s..çayım" vesaire şeklinde çeşitlemelerde yok, cinsiyetsiz küfürlerde de değil, direk kadına yapılan cinsel küfürler üzerinden dönüyor her şey.
Bu kanalda da bu videoda göreceğiniz üzere artık bu sistemli bir hale getirilmiş ve bu eril küfürler yetmemiş gibi şaka ve soruya vesaire dönüşmüş durumda.
Yapmayın gençler hele he 20'yi 25-30 aşmış koca adamlar yapmayın.
Tamam, Cem Yılmaz buna otorite olarak fetva verdi diye sizler bunu sürekli yapmak zorunda değilsiniz! Kaldı ki, onun yaptığı bir film ve konseptinde o karakterler o küfürlü tarzı benimseyen tipler. Sizin süreki ehr youtube videosunda sosyal ve bireysel hayatta kabul görmeyen bu çirkin dili insanlara sürekli sunmanız gerekmiyor.
Bu sizi daha komik daha cesur veya ankaşılır yapmıyor. Eril küfürler sizi sadece barzo ve medeni olmayan insanlar yapıyor en basit tabiriyle... Dahası sizi eril bir faşist yapıyor. Eril faşist nedir mi ? Boşver... Boşver me.. Öğren.
Videoyu #izlenmez #kötüperformans #kötüstil ve #niyeyadedirtenler olarak etiketliyoruz.
Küfür ve mizah elbette içiçedir ama dozu, yeri ve şekli önemli.
YouTube kanallarında şu aralar artan bir küfürlü diyaloglar söz konusu...
Ve konuşan herkes sanki en samimi ortamında evinde eşi veya arkadaşı ile veya sanki futbol tribünündeymiş gibi davranıyor ve işin kötüsü böyle konuşmazsa anlaşılmayacağını ve dikkat çekmeyeceğini düşünüyor gibiler..
Bu öncelikle sanıldığı gibi dikkat çeken, normal ve nitelikli veya çok izlenirliğe etki eden bir şey değil. Kısaltılmışını söyleyelim mesela amk. gerçi bunun sözlü olarak yaptıkları için kısa halini de kullanmıyorlar direk uzun uzun kullanıyorlar.
Netflix vb. online film kanallarının da etkisiyle artık böyle konuşmazsan, o zaman bu işi cesurca ve özgür yapamıyorsun boyutuna geldi.
İşin kötüsü buna alet olan kadınlarda oluyor. Evet bu küfürlerin çoğu ve hepsi eril küfürler... "Hay içine s..çayım" vesaire şeklinde çeşitlemelerde yok, cinsiyetsiz küfürlerde de değil, direk kadına yapılan cinsel küfürler üzerinden dönüyor her şey.
Bu kanalda da bu videoda göreceğiniz üzere artık bu sistemli bir hale getirilmiş ve bu eril küfürler yetmemiş gibi şaka ve soruya vesaire dönüşmüş durumda.
Yapmayın gençler hele he 20'yi 25-30 aşmış koca adamlar yapmayın.
Tamam, Cem Yılmaz buna otorite olarak fetva verdi diye sizler bunu sürekli yapmak zorunda değilsiniz! Kaldı ki, onun yaptığı bir film ve konseptinde o karakterler o küfürlü tarzı benimseyen tipler. Sizin süreki ehr youtube videosunda sosyal ve bireysel hayatta kabul görmeyen bu çirkin dili insanlara sürekli sunmanız gerekmiyor.
Bu sizi daha komik daha cesur veya ankaşılır yapmıyor. Eril küfürler sizi sadece barzo ve medeni olmayan insanlar yapıyor en basit tabiriyle... Dahası sizi eril bir faşist yapıyor. Eril faşist nedir mi ? Boşver... Boşver me.. Öğren.
Videoyu #izlenmez #kötüperformans #kötüstil ve #niyeyadedirtenler olarak etiketliyoruz.